Üsküdar'da Mustafa Demirci ile şiir ziyafeti yaşandı
Şiirlerinde manevi duyguları yaşatan Mustafa Demirci, Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen, Prof. Dr. Nurullah Genç'in moderatörlüğünü üstlendiği Şiir Medeniyeti etkinliğinde İstanbullularla buluştu. Vatandaşlar etkinliğe yoğun ilgi gösterdi.
Şiirlerinde manevi duyguları yaşatan Mustafa Demirci, Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen, Prof. Dr. Nurullah Genç’in moderatörlüğünü üstlendiği Şiir Medeniyeti etkinliğinde İstanbullularla buluştu. Vatandaşlar etkinliğe yoğun ilgi gösterdi.
Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde Prof. Dr. Nurullah Genç’in moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte Müzisyen Mustafa Demirci şiirlerinden bir seçki sunarak manevi duyguların yaşamdaki rolünün altını çizdi. Hayatındaki deneyimleri Üsküdarlılarla paylaşan Nurullah Genç, ise "Tren Garı" hikayesini anlatarak, yaşam mücadelesinin önemini anımsattı. Genç, Erzurum’da öğrencilik yıllarında bir fırında gece geç saatlere kadar çalıştığını, çoğu zaman öğrenci yurduna gidemediğini, dışarıda yattığını söyleyerek, o dönemlerde tren garını keşfettiğini ve bir süreliğine tren garında bulunan bankın kendisinin yastığı ve yorganı olduğunu dile getirdi.
Çocukluk anısından bahseden Prof. Dr. Nurullah Genç, “Vazife yapmak için Niğde’ye gittim. Başladım orada çalışmaya. Müftülüğe gidiyorum. Bir cami imamının yanında müezzinlik yapıyorum. Şiir yazmam gerekiyor şiir yayınından anlayan biri var mı dedim, yeşil bor gazetesi varmış. Gittik gazeteyi bulduk. İçeri girdim. Kendimi tanıttım, ben şiir yayınlamak istiyorum dedim. Nurullah Genç gelmiş dediler. Beni nerden tanıyorsunuz dedim. Sen milli şiir yarışmasında birinci olmadın mı dediler. Bir gün müftü çağırdı. Hocam buyurun dedim. Bu şiirler senin mi dedi. Evet hocam dedim. Haftaya Sokullu Mehmet Paşa Camiinde orada vaaz edeceksin dedi. Hocam ben yapamam dedim. O zaman şiir yazmayacaksın dedi. Mehmet Akif senin yaşında vaaz veriyordu seferberliğe çağırıyordu dedi. Ya yapacaksın ya yazmayacaksın dedi. Merkez Camii dediği yer 5 bin cemaati olan bir camii. Daha önemlisi Asım Köksal Hoca İslam Tarihi Yazarı, orada namaz kılıyor. Düşündüm taşındım benim yazmam lazım. Çözüm aklıma geldi. Gittim kitapçıya Timurtaş Hocanın yeni kaseti geldi mi diye sordum. Geldi deyince hepsini ver dedim. Söz veriyorum bir hafta sonra getireceğim kaseti dedim. Götürdüm 3 gün içerisinde kaseti ezberledim. Müftünün yanına gittim tamam hocam haftaya vaaz veriyorum dedim. Tamam o zaman şiir yazabilirsin dedi. İzin aldım” ifadelerini kullandı.
Ritim ve musiki konularına değinen Mustafa Demirci, “Müzik dediğimiz ses ve ritimden ibaret. Ritim duygusu herkeste var. Çocukta da var büyükte de var. Mesela çocukların herhangi bir eğitim almaksızın ritmik bir şey duyduğunda kendi kendime yazması, çizmesi, zıplaması bir şey işaret ediyor. Fıtratında var olan bir şey. Çünkü kainatın bir ritmi var. İçimizdeki bu ritmin kainatta bir karşılığı var. Hayatın ritmi var diyoruz” dedi.