Üsküdar'da çarptığı 2 kişinin ölümüne neden olan sanık: 'Helallik istiyorum'
Üsküdar'da, otomobiliyle çarptığı 1'i çocuk 2 kişinin ölümüne neden olan ve 15 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkan Tuğba Ertuğrul'un tahliyesine karar verildi. Duruşmada savunma yapan sanık, 'Hayatını kaybeden insanların ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dilerim. Ailelerinden helallik istiyorum. Yaklaşık 5 aydır cezaevindeyim. Burada bulunduğum süre içerisinde ölen insanlar için ağlamadığım tek bir gün olmadı. Kazanın etkisinden hala çıkabilmiş değilim. Her gece frene basarak uyanıyorum' dedi.
Üsküdar’da, otomobiliyle çarptığı 1’i çocuk 2 kişinin ölümüne neden olan ve 15 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkan Tuğba Ertuğrul’un tahliyesine karar verildi. Duruşmada savunma yapan sanık, “Hayatını kaybeden insanların ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dilerim. Ailelerinden helallik istiyorum. Yaklaşık 5 aydır cezaevindeyim. Burada bulunduğum süre içerisinde ölen insanlar için ağlamadığım tek bir gün olmadı. Kazanın etkisinden hala çıkabilmiş değilim. Her gece frene basarak uyanıyorum” dedi.
Üsküdar’da 30 Eylül 2021 tarihinde otomobiliyle seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek 1’i çocuk 2 kişinin ölümüne neden olan Tuğba Ertuğrul’ın “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Tuğba Ertuğrul cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile bağlandı. Kazada hayatını kaybeden Melike Karaca (14) ile Muhterem Çelik’in(43) avukatları salonda hazır bulundu.
“Ölen insanlar için ağlayamadığım tek bir gün olmadı”
Sanık Tuğba Ertuğrul savunmasına, “Öncelikle kaza sebebiyle hayatını kaybeden insanların ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dilerim. Yaklaşık 5 aydır cezaevindeyim. Burada bulunduğum süre içerisinde ölen insanlar için ağlamadığım tek bir gün olmadı. Kazanın etkisinden hala çıkabilmiş değilim. Her gece frene basarak uyanıyorum. Freni basmak suretiyle durduramadığım bir araçla kaza yaptım. Ben bir anneyim, benim de bir çocuğum var. Bu olaydan hiçbir şekilde kastım olmamasına rağmen ailelerinden helallik istiyorum” sözleriyle başladı.
“Çocuğum çığlık çığlığaydı”
Olay günü 9 yaşındaki oğlumu okuldan aldığını anlatan sanık, “Ana caddeden evimin olduğu sokağa girerken fren yaptım. Dönüş yaptığım sırada aracın içinde bir titreme başladı. Frene bastığım halde araç durmadı. Aracın ayak freniyle durmadığını anladığım için el frenini çektim. Araç yine durmadı ve gittikçe hızlanmaya başladı. Araçta ve direksiyonda titreme devam ediyordu. Ben aracımı sokağın kenarındaki istinat duvarına ve ağaçlara vurarak durdurmaya çalıştım. Bu esnada aracın içinde çocuğum çığlık çığlığaydı. Ben yayaya çarptığımı bile görmedim. Sokağa sonuna geldiğimizde şiddetli bir şekilde çarparak durduk. Arabanın bütün camları patladı. Ben araçtan indim, çocuğum şok geçiriyordu. O sırada oğlumu sakinleştirdim. Arkama döndüğümde yerde yayaları gördüm ve şoka girdim. Ben hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşıyordum. Orada bulunan bir beyefendiye, ‘Ne olur bakın, yaşıyorlar mı?’ diye sordum. Sonra ambulansa alındım, görevlilere sürekli, ‘yaşıyorlar mı?’ diye sorduğumu hatırlıyorum” dedi.
Kazada hayatını kaybeden 14 yaşındaki Melike Karaca’nın annesi, babası, kardeşi de sanıktan şikayetçi olduklarını söyledi.
“Çocuğun 5 metre yükseğe savrulduğunu gördüm”
Kazada hayatını kaybeden Muhterem Çelik’in eşi Yaşar Çelik ise, “Dükkanımın giriş kapısında beklerken şiddetli bir ses duydum. Çocuğun yaklaşık 5 metre yükseğe savrularak yere düştüğünü gördüm. Çocuğa ilk müdahaleyi ben yaptım. O sırada bir çocuk ‘bana yardım edin’ diye bağırıyordu. Başta kazayı o çocuğun yaptığını düşündüm. Çocuğu dükkana götürdüm, su verdim. Sonra annesi geldi ‘oğlum bize bir şey olmadı, üzülme’ dedi. O esnada benim oğlum yanıma geldi. ‘Baba, annem’ dedi. Eşimin yanına gittim. Eşim olay yerinde ölmüştü. Benim eşimin olduğu yerle Melike’nin olduğu yer arasında yaklaşık 50 metre mesafe vardı. Sanık bizden helallik falan istiyor keşke daha tutarlı konuşsaydı. Sanıktan şikayetçiyim” dedi.
Sanığın 9 yaşındaki oğlu E.Ç.E. duruşmada pedagog eşliğinde dinlendi. Küçük çocuk, aracın birden hızlandığını ve bir şeylere çarptıklarını söyleyerek, “Neye çarptığımızı görmedim. Gözlerimi açtığımda camlar kırılmıştı” dedi. Duruşmada tanık olarak dinlenen E.Ç. ise, olay günü aracıyla seyir halindeyken, sanığın önce kendi aracına arkadan çarptığını, ardından süratli bir şekilde duvara sürterek 2 şahsa çarptığını belirterek, fren ya da korna sesi duymadığını söyledi.
Sanık Tuğba Ertuğrul, “Yaşanan olaydan dolayı son derece üzgünüm. Her şeye rağmen arabayı durdurmaya çalıştım. Benim oğlum da o aracın içindeydi. Kaza anlattığım şekilde olmuştur” dedi.
İlk celsede tahliye kararı
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Tuğba Ertuğrul’un savunmasının alınmış olması, delillerin toplanması ve tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi. Kusur durumuna ilişkin rapor alınmasına hükmeden mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Üsküdar’da Tuğba Ertuğrul’un seyir halindeyken aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce istinat duvarına ardından başka bir otomobilin arka tarafına vurduğu anlatıldı. Daha sonra yaya olarak yürüyen Melike Karaca ile Muhterem Çelik’e çarptıktan sonra başka bir araca çarparak durabildiği anlatıldı. Melike Karaca ile Muhterem Çelik’in hayatını kaybettiğinin belirtildiği iddianamede, Ertuğrul’un aracının freni tutmadığı için duramadığını söylediği ancak araçta yapılan incelemede fren sisteminin çalışır vaziyette olduğu, kazanın fren arızası nedeniyle değil direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu meydana geldiği ve sürücünün asli kusurlu olduğu kaydedildi. Sanık Tuğba Ertuğrul’un "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.