TİM Export Talks'un üçüncü konuğu Washington Büyükelçisi oldu
TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM), KOVİD-19 SÜRECİ VE SONRASINDA TİCARETİN YÖNÜNÜ ÇİZMEK HEDEFİYLE BÜYÜKELÇİLERLE DÜZENLEDİĞİ TİM EXPORT TALKS ONLİNE PANELLERİNE DEVAM EDİYOR.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), kovid-19 süreci ve sonrasında ticaretin yönünü çizmek hedefiyle büyükelçilerle düzenlediği TİM Export Talks online panellerine devam ediyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), kovid-19 sürecinde daralan uluslararası ticaretin etkilerini, ihracatta yaşanan kaybı telafi edecek başlıkları ve süreç sonunda oluşacak yeni dünya düzeninde daha güçlü bir şekilde yer almak için eylem planlarını devreye almayı sürdürüyor. Bu kapsamda büyükelçilerin ağırlandığı TİM Export Talks online paneller serisinin üçüncüsü, TİM Başkanı İsmail Gülle ve Türkiye Cumhuriyeti Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın katılımıyla ‘Kovid-19 sonrası ABD’de ihracatçılar için hangi fırsatlar var?’ başlığı ile TİM’in sosyal medya hesaplarından canlı olarak gerçekleştirdi. Panelde, kovid-19 sürecinde ABD’de alınan tedbirler, ABD ekonomisinin salgın sonrasındaki durumu, iki ülkenin dış ticaretindeki gelişmeler ve önümüzdeki döneme dair fırsatlar değerlendirildi.
"Hedef ilk 50 üründe yer almak"
TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin kovid-19 ile mücadelesinde ABD’ye tıbbi malzeme yardımında bulunarak önemli bir tedarikçi ve yüce gönüllü bir millet olduğunu gösterdiğini belirterek, "ABD’ye maske yardımıyla oluşturduğumuz bu havayı korumalıyız. Böylelikle ABD ile ikili ticarette 100 milyar dolar hedefimizle ilgili olumlu adımlar atılacağına inanıyorum. ABD’nin ithalatından aldığımız payımızı yüzde 1’e çıkarmamız gerekiyor. Virüs sonra 100 milyar dolarlık ticaret hedefimizi ihracatçılarımızın gayretiyle 200 milyar dolara bile ulaştırabiliriz." diye konuştu.
İsmail Gülle, iki ülke arasındaki ticari ilişkilere ilişkin şu bilgileri verdi. "2010 yılında 16,1 milyar dolar olan ikili ticaretimiz 2019 yılında 19,1 milyar dolara ulaştı. ABD’ye aynı dönemde ihracatımız ise 3,8 milyar dolardan, 8 milyar dolar seviyesine gelerek oldukça kısa bir sürede yüzde 115’lik bir artış gösterdi. Son 10 yılda ABD’ye ihracatımızdaki artışın yanında, dış ticaret açığımızda yaşanan düşüşün de etkisiyle ikili ticarette artış oranı yüzde 18,4 oldu. Bununla beraber Türkiye’nin ABD’nin ithalatından aldığı pay ise yüzde 0,5 düzeylerine geldi. Elbette bu oran, ilk 20 ekonomi içerisinde yer alan 2 ülke ticaretinde kabul edilebilir bir rakam olmamakla beraber, köklü bir ticaret geçmişine sahip Türkiye ve ABD’nin oldukça kısa bir sürede kat ettikleri bu mesafe oldukça anlamlı ve mühimdir. Yaptığımız analizler çerçevesinde; otomotiv, kimyevi maddeler, elektrik-elektronik, yaş meyve sebze ve hububat sektörlerindeki birçok üründe ülkemizin rekabet gücü yüksek olmasına rağmen ABD pazarında yeteri kadar pay alamadığımızı gördük. ABD’ye pazar payımızın artırmak noktasında, Türkiye olarak öncelikle ABD’nin ithalatında en önemli yer tutan ilk 50 üründe alan kazanmamız gerekiyor."
"ABD’de firma almak için en uygun zaman"
Türkiye’nin maske yardımının ardından ABD medyasında gündem olduğunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, "Bu havanın devamını sağlayacağız. Bu dönemde Made in Turkey algısını destekleyecek tüm adımları atıyoruz. Türk dernekleri de halka maske dağıtıyor. Bundan sonra Türkiye 100 bin maske gönderirse ellerimle teslim edeceğim ve ABD basınını oraya götüreceğim." ifadelerini kullandı.
Türk ihracatçılarının geçen yıl tüm sıkıntılara rağmen adeta bir engelli koşu yaparak ABD’ye ihracatta önemli bir başarıya imza attığını söyleyen Kılıç, ABD ile ticaretin geliştirilmesi için Türk ihracatçılara şunları önerdi: "ABD’ye bakış açımızda yapısal bir değişikliğe gitmemiz lazım. Bir ABD yok orada. ABD’de her bir eyaleti ayrı değerlendirmek lazım. İhracatçıların belki Batı Yakası’nda bir ofisi olması lazım. ABD’nin iç tedariki bakımından da bizim ihracatçımız kendi yapısını oluşturmalı, birkaç yerde deposu olmalı. ABD’de firma almak için en uygun zaman. Çin’in tedarik zincirindeki rolünü Türkiye’nin üstlenebilmesi için çok ciddi çalışmalar gerekiyor. ABD’nin koronavirüs nedeniyle Çin’e bir bedel ödeteceğine inanılıyor. Bu ya bizim için ya da birileri için fırsat oluşturabilir. Virüs sonrası yaşanacak toparlanmada en iyi fırsat ABD olacak. Bu nedenle bizim ABD’nin Çin’e ne yaptırdığına, Çin’den ne aldığına, bizim neler yapabileceğimize, bunun için nasıl bir teşvik verilebileceğine bakarak bir strateji geliştirmemiz gerekiyor.“