Teknolojide Kadın Derneği ve IPSOS, Türkiye'nin teknoloji algısını ölçtü
Teknolojide Kadın Derneği, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin akademik katkılarıyla Türkiye'de 'insan ve teknoloji' ilişkisini odağına alan kapsamlı bir araştırma yaptı. 'Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi' adlı araştırmada öğrencilerin, ailelerin ve yetişkinlerin teknolojiye ve teknolojik gelişmelere yönelik bilgi, tutum ve sahiplik düzeyi incelendi.
Teknolojide Kadın Derneği, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin akademik katkılarıyla Türkiye’de ‘insan ve teknoloji’ ilişkisini odağına alan kapsamlı bir araştırma yaptı. ‘Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi’ adlı araştırmada; öğrencilerin, ailelerin ve yetişkinlerin teknolojiye ve teknolojik gelişmelere yönelik bilgi, tutum ve sahiplik düzeyi incelendi.
Teknolojide Kadın Derneği (Wtech), bilim ve teknoloji alanında nitelikli, yetkin ve uzman insan kaynağı yetiştirmek ve kadınları önceliklendirerek fırsat eşitliğine katkı sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Wtech’in, IPSOS ve Bahçeşehir Üniversitesi’yle birlikte gerçekleştirdiği ‘Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi’ araştırması ‘insan ve teknoloji’ ilişkisini odağına alarak literatüre yeni bir perspektif kazandırıyor.
Araştırmada, Türkiye’de teknolojinin günlük hayatta ve iş süreçlerindeki yerinin tespiti, kişilerin teknolojiye yatkınlıklarının ölçülmesi, teknoloji kullanımındaki motivasyonlarının ve bariyerlerinin tespit edilerek bu alanda alınacak aksiyonların belirlenmesi hedeflendi. Bu çerçevede lise ve üniversite öğrencilerinin, ailelerin ve STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarındaki eğitimli iş gücünün, teknoloji konusundaki yaklaşım ve tutumlarını anlayarak alınacak aksiyonların hedef odaklı olması amaçlandı. Araştırma sonunda teknoloji algısında cinsiyet farklılıklarını ölçen ve bu alandaki kadın temsiliyetinin artırılmasına olanak sağlayacak veriler de elde edildi.
Wtech olarak, teknoloji alanındaki nitelikli insan kaynağı azlığına ve kadınlara yönelik fırsat eşitsizliğine odaklandıklarını aktaran Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, Türkiye’nin teknoloji algısını tespit ederek, sorunun kaynağına inme ve çeşitliliğe katkı sağlama hedefiyle çalıştıklarını belirtti.
’’Araştırmayla Türkiye’nin teknoloji algısını anlamak istedik’’
Araştırmanın amacı ve odak noktaları neler olduğunu konusunda bilgilendirmede bulunan Öney, ’’Araştırmanın temel amacı; Türkiye’de teknoloji ve bilim alanlarında mevcut durumun tespit edilmesine, teknoloji sahipliğinin ve kullanımının hangi düzeyde olduğunun saptanmasına, cinsiyetler arasındaki farklılıkların belirlenmesine ve kadın temsiliyetinin artırılmasına olanak sağlayacak verilere ulaşmaktı ki araştırmada da bu verilere ulaştık. Türkiye’nin teknoloji algısını tespit ederek, sorunun kaynağına inme ve çeşitliliğe katkı sağlama hedefiyle ilerledik. Türkiye’de bir ilk olan Teknoloji ve İnsan Endeksi araştırmasının bu fazında, Türkiye’nin teknoloji algısını anlamak istedik. Araştırmamız bu alandaki eksikleri, ihtiyaçları tespit etme ve sonrasında da hangi kısımlarda gelişime odaklanacağımızı belirleme amacı taşıyor. Odağımızı insana döndürerek, belli bir yaş grubunun üstünde olan bireylerin, teknoloji ile ilişkisini, teknolojide çalışan bireylerin cinsiyet kırılımını, STEM mezunlarının teknolojide çalışmaya devam edip etmediklerini, ediyorlarsa memnuniyetlerini ayrı ayrı endeksledik. Ortaya çıkacak raporla, ülkemizin genel anlamda teknolojiye hatta bilime olan yaklaşımı, bu alanda çalışan insan sayısını ve kadın temsiliyetini artırmaya yönelik yapılacak çalışmalara da endeks olması amaçladık’’ şeklinde konuştu.
’’Araştırma, Türkiye’nin teknolojide insan endeksine dair ilk çalışması oldu’’
Raporun önemine değinen Öney, ’’Araştırma, Türkiye’nin teknolojide insan endeksine dair ilk çalışması oldu. Tam anlamıyla ülkemizin teknolojide insan endeksini ölçtük diyebilirim. Ortaya çıkan rapor ise Türkiye’nin teknoloji algısını, buna bağlı olarak tutum ve davranışlarını ve davranış eğilimlerini yansıtan bir ayna niteliğinde. Toplumun teknolojiyle ilgili düşünceleri, tutum ve davranışlarını yanı başımızda her an gelişen teknolojiye nasıl baktıklarını anlamak adına önemli. Bu yönüyle ülkemizin teknoloji alanında makro fayda sağlamasına da katkı sağlayacak. (Daha önce de belirttiğim gibi) Sorunlara çözümler geliştirmek için önce onları tespit etmek, eksiklikleri belirlemek gerekiyor. Rapor, teknoloji alanındaki sorunların tespitini belirleme noktasında etkili bir araç. Teknoloji alanında ilerlemek isteyen şirketler, devlet kurumları, vakıflar ve benzeri tüm paydaşlar için de bir rehber niteliği taşıyor. Kurumlar için hem hizmet verdikleri hedef kitleleri anlamak hem de yeni dönemde ihtiyaç duydukları nitelikli insan kaynağına erişme aşamasında bir kaynak niteliği taşıyacak. Türkiye yüzde 47 gibi bir endeks oranıyla teknolojiyi önümüzdeki 5 yıl içerisinde teknolojinin yapacağı gelişmeye yetişmek için hem kültürel hem sosyal hem de insan olarak çok büyük bir yatırıma girmek durumunda. Bu yatırım eğitim reformlarını, toplumsal insan çeşitliliği ve eşitliğini, ailelerin teknoloji hakkında bilinçlendirilmesi ve bunu çocuklarına yansıtmasını, eğitmenlerin farkındalığa sahip olmasını ve bir de iş dünyasının buna vereceği ilgiyi ve önemi kapsıyor. Tüm bunların temeline inip, eksik kısımları gidermemizle gelişmemiz mümkün olacaktır’’ diye konuştu.
Öney, sözlerine şöyle devam etti: ’’Ülkemizin teknoloji alanındaki gelecek hedeflerini bu araştırmadan çıkan sonuçlarla daha verimli planlayabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca bu raporun Türkiye’nin gelişimi ve ekonomik güçlenmesi açısından çok büyük bir önemi var. Çünkü Türkiye, özellikle genç nüfusunun güçlenmesiyle teknolojinin ön sıralarına yerleşmeye doğru ilerliyor. Özellikle yazılım ve teknoloji ihracatını artırabilmek kendi teknolojimizi üretebilmek ve bu alanda güçlü girişimler oluşturup dünyadan yabancı sermayenin Türkiye’ye girişini sağlamak, Türkiye ekonomisine özellikle GSYİH’na çok olumlu yansıyacak. Gelişmeler sadece kadınların iş gücüne katılımlarında bile 170 milyar dolarlık bir etki sağlayacaktır. Dahası Türkiye’nin de 1 trilyon dolarlık çok büyük bir ekonomi alanı haline gelmesinin altında işte bu alanda yaratacağımız teknolojide nitelikli insan kaynağı oluşturmanın önemi büyük.’’
Raporun kurumlar açısından faydalarını açıklayan Öney, ’’Öğrencilerin, ailelerin ve yetişkinlerin teknolojiye ve teknolojik gelişmelere yönelik bilgi, tutum ve sahiplik düzeyi incelenen rapor, başta pazarlama ve teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketler olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları, akademi camiası ve ilgili diğer tüm paydaşların kurumsal hedefleri için önemli veriler ve toplumsal tespitler içeriyor. Dünyanın, iş süreçlerimizin hatta günlük yaşantımızın dönüşümle şekillendiği, dijitalleşmenin ve teknolojik gelişmelerin hızlandığı bir dönemde kurumların dönüşümü ve dönüşüme uyumu sağlamak için nitelikli, yetkin insan kaynağına erişmesi, insan kaynağını teknoloji alanında yetkin hale getirmesi artık çok daha önemli. Hatta vazgeçilmez bir ihtiyaç. Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi raporu da odaklandığı konularla teknoloji konusunda toplumu anlamak adına güncel ve kapsamlı bir araştırma.
Yakın gelecekte; yazılım teknolojileri, yapay zekâ, makine öğrenmesi, robotik süreç otomasyonu, siber güvenlik gibi sürekli dönüşen alanlarda nitelikli gençlere daha çok ihtiyaç duyulacak. Teknoloji alanında donanımlı uzmanlar yetiştirmek adına attığımız her adım, toplumsal ve ekonomik refahın kapısını aralıyor. Toplumsal gerçekleri ve gelişim noktalarını bilimsel yöntemlerle tespit etmek, problemlerin kaynağına odaklanmamızı kolaylaştırıyor. Burada kurumların nitelikli, yetkin insan kaynağına erişme ve iş süreçlerinde faydalanacakları, fırsat eşitliği ve toplumsal kalkınmaya da katkı sağlayacakları bir araştırmadan bahsediyoruz. Ayrıca, Türkiye Teknoloji ve İnsan Endeksi’nin, ülkemizdeki kurumlara insan kaynağı stratejilerini oluştururken de yön göstereceğine inanıyorum’’ ifadelerini kullandı.
Araştırmaya göre, her 10 kişiden 9’u salgın öncesine kıyasla teknolojinin hayatlarındaki yerinin arttığını belirtti. Katılımcıların yüzde 57’si pandemide teknolojinin öneminin “Çok arttığını” söylerken, “Kısmen arttı” diyenlerin oranı ise yüzde 31 oldu.
Raporda öne çıkan veriler şöyle:
Teknoloji sahipliği ve kullanımı
Katılımcılar, teknolojinin hayatlarındaki öneminin farkında ve kendilerini bu alanda geliştirme konusunda istekli.
Katılımcıların yüzde 69’u “teknolojisiz bir hayat düşünemiyorum” derken, bu görüşe katılmayanların oranı ise yüzde 13.
Yakın gelecekte teknoloji konusunda becerilerin daha fazla önem kazanacağını düşünenlerin oranı yüzde 86 iken; kendini bu alanda geliştirerek daha fazla beceri kazanmak isteyen kişilerin oranı yüzde 80.
Her 10 haneden 4’ünde yapay zekâ içeren en az bir ürün kullanılıyor.
Teknoloji endeksi
Türkiye’de teknolojiye yönelik tutum olumlu olsa da ekonomik engellerin yanı sıra teknolojik gelişmeler konusundaki endişe ve belirsizlikler sebebiyle olumlu tutum davranışa dönüşmüyor.
Teknoloji endeksi ölçülürken katılımcıların teknolojiyle ilgili bilgi düzeyi, davranışları ve tutumları olmak üzere 3 boyut ele alındı. Kullanıcıların teknolojiye dair bilgi düzeyinin yüzde 48, davranış düzeyinin yüzde 38, tutum düzeyinin ise yüzde 54 olduğu belirlendi. Her boyutun aynı ağırlıkta değerlendirildiği araştırmada ortalama teknoloji endeksinin yüzde 47 olduğu sonucuna ulaşıldı. Buna göre toplumun teknoloji algısının orta seviyede olduğunu söylemek mümkün.
Yapay zekâ algısı
Katılımcıların çoğunluğu yapay zekanın hayatı kolaylaştırdığını düşünürken bilinmeyen getirilerine karşı da kaygılı. Bunun sebebi ise yapay zekanın bazı meslek gruplarının yerini alacağı düşüncesi.
Yapay zekâ konusunda katılımcıların yüzde 73’ü “yapay zekânın hayatımızı kolaylaştırdığını” ifade ederken, yüzde 48’i “yapay zekânın hayatımızda daha çok yer alması gerektiğini” belirtiyor.
Toplumda yapay zekâ ürünleri konusunda da bir kaygı hakim. “Yapay zekâ ürünleri işlerimizi elimizden alacak” düşüncesine sahip olan bireylerin oranı yüzde 63.
Katılımcıların yüzde 46’sı “yapay zeka konusunda bilgi düzeyiniz nedir?” sorusuna “duydum ama pek bilgim yok” derken yapay zekayı kelime olarak bile duymayanların oranı sadece yüzde 5.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta ise robotların dünyayı ele geçireceği endişesi. “Robotların yakın zamanda dünyayı ele geçireceklerinden endişe ediyorum” diyenlerin oranı yüzde 38. Öte yandan bu görüşe katılmayanların oranı da yüzde 38’lik bir oranda ve dolayısıyla konu hakkındaki görüşler eşit. Yüzde 24’lük Kararsızlar ile birlikte toplum bu endişe konusunda ikiye bölünmüş durumda.
STEM alanında kadın algısı
Raporda kadınların STEM alanlarında daha aktif rol alabilmelerinin önünde duran “cam tavan” etkisine dikkat çekiliyor. Bu durumun, kadınların iş hayatında eksik motivasyon ve destekle yükselmelerine neden olduğu belirtiliyor. STEM alanlarındaki iş alımlarında erkeklerin lehine bir tutum olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 36.
Teknolojiye yönelik algılar kaygıyla şekilleniyor
Bireylerde teknolojiye yönelik algılar kaygıyla şekilleniyor ve toplumda teknolojik gelişmelerin hızını yakalayamama endişesi de hakim.
Teknolojik gelişmelerin hızına yetişemedikleri ve sahip oldukları bilgi düzeyinin yeterli olmadığı düşüncesi, bireylerde endişeye yol açıyor. Bireyler yakın gelecekte, teknolojinin hayatlarını olumlu etkileyeceğini düşünseler de bu alandaki belirsizlikten ve yetersiz bilgiden dolayı endişeli.
Bireyler, sosyal medya ve popüler kültürün etkisiyle teknolojik gelişmelerin yakın gelecekte olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda oldukça kaygılı. Bu tedirginliğin, teknolojik yeniliklere adaptasyon sürecinde gecikmelere yol açabileceği öngörülüyor.
Araştırma iki aşamada gerçekleşti
Verilen bilgiye göre, amaç kapsamında genel kamuoyu ile online görüşmeler ve pazarlama, reklam, satış alanında üst düzey yönetici ve akademisyenlerle birebir görüşmelerden oluşan iki aşamalı bir araştırma tasarımı kurgulandı. İlk aşamada 15-65 yaş aralığında Türkiye temsiliyeti olan 1231 kişiyle görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelere ek olarak ebeveynler, alan tercihi yapmış genel lise ve meslek lisesi öğrencileri, STEM alanında ve farklı alanlarda eğitim alan üniversite öğrencileri ve mezunların yanı sıra yine bu alanda veya başka iş alanlarında çalışan bireylerle de görüşmeler yapıldı. İkinci aşamada ise üst düzey ve akademisyenlerle derinlemesine 20 görüşme gerçekleştirildi.