SUBÜ Konuşmaları'nın konuğu Prof. Dr. Şen oldu
'Bilim, Teknoloji ve Mühendislik' başlıklı söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları'nın 60'ıncı konuşmacısı olan İMÜ Öğr. Üyesi Prof. Dr. Zeki Şen 'Mühendislik, teknoloji, bilim veya herhangi bir konu üstünde çalışıyorsak kesinlikle mantık ve felsefe boylamında düşünmeliyiz' dedi.
’Bilim, Teknoloji ve Mühendislik’ başlıklı söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 60’ıncı konuşmacısı olan İMÜ Öğr. Üyesi Prof. Dr. Zekâi Şen “Mühendislik, teknoloji, bilim veya herhangi bir konu üstünde çalışıyorsak kesinlikle mantık ve felsefe boylamında düşünmeliyiz” dedi.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 60’ncı konuşmacısı İstanbul Medipol Üniversitesi (İMÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekâi Şen oldu. ’Bilim, Teknoloji ve Mühendislik’ başlığıyla düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü SUBÜ Teknoloji Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Zahid Yıldız üstlendi. Söyleşide; bilim tarihi, ilk teknolojinin ortaya çıkışı, bilimde ve teknolojide düşüncenin önemi gibi konuların üzerinde durulurken, ‘bilim mi eskidir, teknoloji mi?’, ‘felsefenin bilime katkıları nelerdir?’ sorularına yanıt arandı. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.
İnsanlık tarihinde teknolojinin bilimden önce var olduğunu, bilimin ise 9’uncu ve 10’uncu yüzyıllarda ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Zekâi Şen; “Bilimin her dilde farklı bir tanımı var diyebiliriz. Kimilerine göre bilim, gerçeği bulma yoludur. Ancak bilim gerçeği bulmaz, mümkün olduğunca gerçeğe yaklaşır. Birçok deneme-yanılma yöntemi ile bir bilgiyi sınar ve konu herkesin ortak olduğu bir noktaya getirildiğinde bilim malûmat olmaktan çıkar, ilim haline gelir. Bilim ilk olarak zihinde düşünce ile başlar. Bir dile, ihtiyacınız yoktur. Bilim, dil ile birlikte toplumla paylaşılabilir” diye konuştu.
Mantık ve felsefenin hayatın her anında bizlerle olduğunu, bilim ve teknoloji üretirken de ‘mantık ve felsefe’ kavramlarını iyi anlamak ve her konuya eleştirel yaklaşmak gerektiğini vurgulayan Şen, “Mantığın bile bir cümlesi var: Doğru çıkarımlar yapmak. Sadece bununla da kalmıyor, sorgulamayı sağlıyor. Benim kitaplarımı bile okurken, bir makale okurken mantık ile sorgulamak gerekiyor. Ben sistematik bir şekilde mantığını sorgular, çıkarımlar yapar ve bu şekilde çalışırım. Makalelerde mantık sebep-sonuç ilişkisidir. Felsefe ise düşünmektir. Önce bir şeyi düşünmek sonra ortaya koymak lazım. Bunu ancak mantık ve felsefe ile yapabiliriz. Mühendislik, teknoloji, bilim veya herhangi bir konu üstünde çalışıyorsak kesinlikle mantık ve felsefe boylamında düşünmeliyiz” şeklinde konuştu.
Toplumda bilimin sadece gayri müslimler tarafından yapıldığı düşüncesinin hâkim olduğunu ancak gerçeği yansıtmadığını söyleyen Şen, “Önce zihnimde canlandırdığım bir şeyin geometrisini düşünürüm. Bilim, teknoloji ve mühendislik bu geometriyi gerçeğe dönüştüren başlıklardır. Bakın Müslümanlığa; İstanbul’dan Mekke’nin yönünü bulmak, namaz saatlerini belirlemek ve saatleri hesaplamak için gezegenlerin konumlarına, yıldızlara, güneşin doğuşuna ve batışına bakıldı. Esasında bunlardan toplanan veriler ile de küresel geometri ortaya çıktı denilebilir. İslam dini bilime karşı değil. Musevilik 3 bin yıl hiçbir şey yapmadı. Hristiyanlık 1.600 yıl bir şey yapmadı. İslamiyet’in ise ilk emri ‘Oku!’. Mesela, Cabir bin Hayyân kimyanın babasıdır ve Müslümandır. İbn-i Sina tıbbın babasıdır ve Müslümandır” ifadelerini kullandı.