''Sinsi ilerleyen glokomu göz ardı etmeyin''
Günümüzde dünyada yaklaşık 80 milyon glokom hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, 'Sinsi ve kronik bir hastalık olan glokoma yol açan en önemli neden göz içi basıncının yükselmesidir. Glokomda gelişen görme hasarı ilk evrede hasta tarafından fark edilmez. Hastalık ancak son aşamaya yaklaştığında hasta görme kaybını hisseder. Glokomda oluşan görme siniri hasarı geri dönüşümsüz olduğu için tedavideki ana amaç var olan o an ki görme kapasitesini korumaktır' dedi.
Günümüzde dünyada yaklaşık 80 milyon glokom hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, “Sinsi ve kronik bir hastalık olan glokoma yol açan en önemli neden göz içi basıncının yükselmesidir. Glokomda gelişen görme hasarı ilk evrede hasta tarafından fark edilmez. Hastalık ancak son aşamaya yaklaştığında hasta görme kaybını hisseder. Glokomda oluşan görme siniri hasarı geri dönüşümsüz olduğu için tedavideki ana amaç var olan o an ki görme kapasitesini korumaktır” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, 12 Mart Dünya Glokom Günü kapsamında önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Kocabora, sinsi ilerleyen glokomun göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Kocabora, göz tansiyonu ya da halk arasında karasu hastalığı olarak bilinen glokomun sinsi ve kronik bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, “Görme sinirini gözden beyine doğru milyonlarca sinir lifi taşır. Beyinde görme merkezi bu taşınan sinyalleri görüntü haline dönüştürür. Glokom, görme sinirinin gözden çıkmadan önceki kısmındaki sinir liflerine zarar verir. Zaman içinde görme sinirinin başlangıcındaki bu lifler göz içi basıncının etkisi ile hasarlanır ve eksilir. Glokom sinsi ve kronik bir hastalıktır” dedi.
“Tedavide amaç var olan görme kapasitesini korumak”
Glokoma yol açan en önemli nedenin göz içi basıncının yükselmesi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kocabora, şöyle devam etti: “Bu nedenle glokom tedavisindeki ana amaç göz içi basıncını azaltarak görme sinirinde oluşacak hasarın önüne geçmektir. Glokomda gelişen görme hasarı ilk evrede görme alanının çevresel kısmında başladığı için hastalığın ilk aşamalarında hasta tarafından fark edilmez. Hastanın merkezi görmesi ancak son aşamaya yaklaştığı dönemde bozulmaya başlar ki hasta bu dönemde görme kaybını hisseder. Glokomda oluşan görme siniri hasarı geri dönüşümsüz olduğu için tedaviye başlandığında ana amaç var olan o an ki görme kapasitesini korumaktır, geri döndürmek imkânsızdır.”
“Özellikle 40 yaş sonrası kontroller aksatılmamalı”
Hastalık ile ilgili rakamlara değinen Prof. Dr. Kocabora, “Dünyada şu anda glokom tanısı almış olan yaklaşık 80 milyon civarında insan vardır ve bu hastalardan başka glokom tanısı konmamış tahminen bir o kadar daha hasta mevcuttur. Glokom tanısı konmuş hastaların yaklaşık yüzde 25’i hayatlarının sonunda bir gözünden, yüzde 10’u ise her iki gözünden kör olma aşamasına geleceklerdir. Bütün bu bilgiler ışığında glokomun önemli bir halk sağlığı problemi olduğu açıktır. Bu nedenle erken tanı ve tedavi için rutin göz muayeneleri özellikle de 40 yaş sonrasında aksatılmamalıdır” açıklamasında bulundu.