Siemens Türkiye akıllı bina sistemleri ile sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyor

Siemens Türkiye, sağladığı enerji tasarrufu ve daha az karbon salımı ile hem müşterilerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına hem de Türkiye'nin ekonomi ve karbon nötr olma hedeflerine katkı sağlıyor.

Siemens Türkiye akıllı bina sistemleri ile sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Siemens Türkiye, sağladığı enerji tasarrufu ve daha az karbon salımı ile hem müşterilerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına hem de Türkiye’nin ekonomi ve karbon nötr olma hedeflerine katkı sağlıyor.

Siemens Türkiye, gerçek ve dijital dünyayı birbirine bağlayan dijital binalar yaklaşımı ile yapılarda sürekli aktif ve yaşam boyu katkı sağlayan sistemler kuruyor. Şirket, sağladığı enerji tasarrufu ve daha az karbon salımı ile hem müşterilerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına hem de Türkiye’nin ekonomi ve karbon nötr olma hedeflerine katkı sağlıyor.

“Binaların ve endüstriyel tesislerin sürdürülebilirlik hedeflerini odağımıza alıyoruz”

Siemens Türkiye Bölgesel Çözümler ve Servisler Bölümü Ülke Yöneticisi Tolga Afşin konuyla ilgili yaptığı açıklamada Siemens Türkiye’nin ticari binaları sağlıklı, konforlu ve güvenli yaşam alanlarına dönüştürürken sürdürülebilir hale getirdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Tüm dünyada üretilen enerjinin yüzde 40’ının binaların ihtiyaçları için kullanılıyor. Binalarımızı yönetme ve işletme şeklimiz küresel karbon emisyonlarının yüzde 27’sine neden olduğu biliniyor. Bu paralelde şirketlerin ve yatırımcıların net sıfır karbon hedefine ulaşması için özelleştirilmiş yol haritaları oluşturmaları gerekiyor. Binaların ve endüstriyel tesislerin sürdürülebilirlik hedeflerini odağımıza alarak sunduğumuz yenilikçi çözümlerle; enerji performans servisleri, enerji üretimi, tüketimi ve yönetimi alanlarında sahip olduğumuz derin teknolojik bilgi birikimimizi, varlık performansı ve bina yönetimi ile bir araya getiriyoruz” dedi.

Binaların toplam yaşam döngüsü maliyetlerinin yüzde 80’inin işletme aşamasında ortaya çıktığını söyleyen Afşin, şöyle devam etti: “Akıllı alt yapı sistemlerimizle endüstriyel tesisler, havalimanları, hastaneler, üniversite ve okul kampüsleri, AVM’ler, rezidanslar, ofis binaları ve plazalar, oteller, kültür merkezleri ve stadyumlar gibi yapıların tamamını daha az operasyon maliyetine sahip bir hale getirebiliyoruz. Böylelikle daha az enerji tüketerek enerji verimliliği sağlıyor ve siber güvenlik sistemleri ile de bu yapıları daha güvenli alanlara dönüştürüyoruz. Yangın güvenlik söndürme ve tahliye sistemlerimizle bir yapıyı yangın sürecini kendi kendine yönetebilen bir hale getirebiliyor, güvenliği maksimum seviyeye çıkarabiliyoruz. Yine akıllı aydınlatma ve havalandırma sistemleri ile konforlu ortamlar oluşmasına ve bu sayede bina sakinlerinin veya çalışanlarının konfor ve verimliliğine önemli katkı sağlıyoruz.”

“Elektrikli araç şarj istasyonlarında araç sayısı 5’e kadar çıkabiliyor”

Günümüzde yaygınlığı hızla artan elektrikli araçlar için yapıların otoparklarına 300 kW’a yükselebilen hızlı şarj özellikli sarj istasyonları kurabildiklerini belirten Tolga Afşin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu istasyonlar sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sunan SICHARGE D ile aynı anda üç araç birden şarj edilebiliyor, ek Dispenser ile araç sayısı 5’e kadar çıkabiliyor. Dijital bina sistemlerimiz insan ve iş ihtiyaçlarına, trendlere ve gelişmelere duyarlı dijital bina sistemlerimiz; ihtiyaca özel tasarlanabilir, modül modül genişletilebilir veya Software As-a-Service (SaaS) yani hazır yazılımlarla da ihtiyacınıza göre uyarlanabilir.”

“Sürdürülebilir, konforlu, sağlıklı ve güvenli binalar için dijital dönüşümü hızlandırıyoruz”

İstanbul Finans Merkezi, Ankara Şehir Hastanesi, Sepiciler Deri gibi örnek projelerindeki kazanımlarına da değinen Tolga Afşin, “Şirket olarak, şu anda hayata geçirilen en büyük IoT çözümümüzle Türkiye’deki İstanbul Finans Merkezi’nin dijital dönüşümünün gerçekleştiriyor olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Özellikle karbon ayak izi azalımı ve enerji verimliliği açısından önemli projelerimiz arasında yer alıyor. Toplam 3.2 milyon metrekarelik bir alana yayılan ve günlük 50 binden fazla ziyaretçiyi ağırlama kapasitesine sahip bir merkez, Desigo CC Bina Yönetim Sistemimiz sayesinde sorunsuz bir şekilde bu akıllı merkezde çalışan ve yaşayanlar için 1 milyon veri noktasını yönetecek. Mindsphere ve Mendix kullanarak, bu prestijli dijital kampüs için makine öğrenimi ve yapay zeka ile geliştirilmiş bir tahmini bakım algoritması da dahil olmak üzere oldukça etkileyici uygulamaları da hayata geçireceğiz. İstanbul Finans Merkezi’nin bütün yaşam döngüsünde şirket olarak birlikte yol alacağız” dedi.

Ankara Şehir Hastanesi’nde de tamamen dijital bir hastane inşa ettiklerini söyleyen Tolga Afşin, “1.3 milyon metrekarelik toplam alanı, yaklaşık 4000 yatağı ve 130’un üzerinde ameliyat ünitesi ile dünyanın en büyük ve en modern hastane kampüslerinden biri olan Ankara Şehir Hastanesi, hastalara, ziyaretçilere ve personele en üst düzeyde konfor ve güvenlik sunan akıllı ekosistemiyle sürdürülebilir ve verimli bir işleyişe sahip. Desigo CC Bina Yönetim platformu, yaklaşık 800 bin veri noktasını izliyor, kontrol ediyor ve 22 hastane alt sisteminin sorunsuz entegrasyonunu sağlayarak kritik altyapının gece gündüz sorunsuz çalışmasına yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.

Sepiciler Deri ile hayata geçirilen projenin çıktıları hakkında da bilgi veren Tolga Afşin, “İlk etap sonuçlarını aldığımız Enerji Performans Sözleşmemiz, yani ‘tasarruf ettikçe öde’ projemizde verimli ömrünü tamamlamış makine yardımcı ekipmanları, sıcak su buhar ve kondens hatları değiştirildi. Su, boilerlar yerine eşanjör sistemi ile ısıtılmaya başlandı. Yaklaşık 1,5 yıllık sürede tamamlanan ilk etap sonunda elektrik tüketimi yüzde 18, doğalgaz tüketimi ise yüzde 40’a varan oranda düşüş gösterirken yıllık karbon salımı da 1145 ton azaltıldı. Buhar kazanlarının yenilendiği projenin ikinci etabında ise doğalgaz tüketiminde minimum yüzde 4 daha düşüş hedefleniyor. Bakım maliyetlerini de yüzde 25 oranında azaltan proje, yenilenen teknoloji ile beraber üretim süreçlerini kısaltırken üretim kalitesini artırdı” dedi.

Siemens Xcelerator’ın tüm sektörlerin dijital dönüşümünü hızlandıracak tamamen açık, esnek ve dijital bir ekosistem olduğunu vurgulayan Tolga Afşin şöyle devam etti: “Sunduğumuz çözümlerle müşteriler, iş ortakları ve geliştiriciler arasındaki etkileşimi artırma ve kolaylaştırmanın yanında, eğitim almak, keşfetmek ve bilgi alışverişi edinmek hedefiyle oluşturulmuş dijital bir pazaryeri olma özelliği taşıyor. Siemens Xcelerator, endüstri, binalar, şebekeler ve ulaşım alanlarında faaliyet gösteren her ölçekten müşterimiz için dijital dönüşümü hızlandıracak ve değer oluşturacak. Siemens Xcelerator ekosisteminde sadece Siemens’in sunduğu çözümler değil, iş ortaklarımızın ürünleri de yer alıyor. Tüm çözümler birbirleri ile bağlantılı hale gelerek açık, esnek, ölçeklenebilir ve dijital bir ortamda uzman iş geliştiriciler, dijital dönüşüme odaklanmış kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırıyor ve dijital dönüşümlerine hız katıyor.”

Building X hakkında da bilgi paylaşan Tolga Afşin, “Building X dijital bina platformumuz ile bir binanın sanal temsili ile gerçek bina operatörlerinin sorunlarını daha hızlı çözebiliyoruz. Kullanıcılar, binalarını daha sürdürülebilir hale getirme, daha iyi bina performansı elde etme ve kullanıcı deneyimini optimize etme çabalarında Building X’in sağladığı şeffaflıktan fayda sağlıyor ve daha yüksek iş sonuçları alıyor” dedi.