Sevgimiz eski türk filmleriydi bizim...
Bizler Bozulmuş kasetleri, kalemle tamir eden nesilleriz...
Çok umutsuz zamanlardı eskiler. Ama mutluyduk be SİLİVRİ...
Anamız ve babamız başımızda, yaramazlık ve Futbol dolu zamanlar...
Kimse bilmezdi severmiyiz yoksa üzülürmüyüz.
Mahalle maçları, sahil gezmeleri, bisiklet sürüşleri FALAN, FİLAN...
Ne günlerdi.
Evde stajer maaşıyla aldığım teypte dinlediğim İbrahim Tatlıses şarkılarıyla, hiç aşık olmamış arkadaşları çekerdim odama...
Gelirlerdi yanıma, aşık olmayı sadece el tutması zannederdik bizler.
Sevgimiz eski türk filmleriydi bizim.
Aşkı, sevgiyi, can ve kan olmayı bizler muhabbetlerde öğrendik.
Uzaktan bakmaktı belki yaşadıklarımız, Lakin hemen terkedilmiş moduna girerdik...
Bizler Bozulmuş kasetleri, kalemle tamir eden nesilleriz.
Çizilmiş CD leri kolonya ile düzeltmeye kalkan nesiliz.
Ama güzeldi benim açımdan.
ANNEM VE BABAM başımızdaydı. Harçlıklarımız bitince utana sıkıla babamdan para isterdik. Akören'in sert kışında ufacık dükkanında ayakkabı tamirciliği yapan, para istediğimizde, soğuktan donmuş ellerini cebine götüren ve bozukluklarını sayıp veren bir babanın evladıyım. Her sabah saat 4te yola çıkıp, Akörenden Kabakçaya kadar yürüyen ve her akşam da Kabakça'dan, Akörene yürüyen bir babanın evladıyım ben. Gitmek zorundaydı, İstanbul Beyazıtta, Gedikpaşa'da ayakkabıcılık yapan bir babanın evladıyım ben. Ölmeden 2 dakika önce, "DEDE, ANNEN İLK ÖNCE ALLAHA, SONRA SANA EMANET!" diyen bir babanın evladıyım ben. Şimdi bakıyorum da geçmişe, "NE GÜZELMİŞ BE ANNE VE BABALI GÜNLERİM..."
Keşke yaşasalardı da onları sırtımda taşısaydım.
Annem ve Babam...
MEKANLARINIZ CENNET OLSUN...
Bugün Babamın ölümünün 12. yılı...
Hey gidi PALA İSA...
Anneme iyi bak...
Sizleri çok seviyorum....
Mekanları cennet ruhları şad olsun...Sevgileri her daim üzerinizde olsun...
Sevgiyle kalın...
Chenay Kobak