Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu: 'Amerika mekanizması hızlanarak aşınmaya başladı'
ABD'de yaşanan başkanlık krizi ve darbe niteliğindeki olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu 'Amerika mekanizması özellikle iç çatışmalar ve çelişkiler dolayısıyla hızlanarak aşınma sürecine girmiştir. Bundan sonra toparlanmak için Biden'ın işi daha zor' dedi.
ABD’de yaşanan başkanlık krizi ve darbe niteliğindeki olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu; “Amerika mekanizması özellikle iç çatışmalar ve çelişkiler dolayısıyla hızlanarak aşınma sürecine girmiştir. Bundan sonra toparlanmak için Biden’ın işi daha zor” dedi.
ABD’de 3 Kasım 2020’deki başkanlık seçim sonuçlarının resmen tescil edileceği Kongre oturumu başladıktan kısa bir süre sonra Trump destekçileri polis barikatını aşarak Kongre binasına girdi. Olaylar üzerine ABD Kongre binası kapatıldı, Washington’da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Trump’un da evinize dön çağrısı ve darbe niteliğinde yaşanan olaylara müdahale sonrasında Kongre, başkanlık seçimini Demokrat aday Joe Biden’ın kazandığını resmi olarak tescil etti. Konuyla alakalı değerlendirmelerde bulunan İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu yaşanan olayların Amerika’nın uzun yıllardır süre gelen kendi içinde aşamadığı ve üzerini örtmeye çalıştıkları birçok sorunun dışa vurumu olarak görmek gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ayrıca eski Amerikan rüyasının artık bittiğini ve Amerika’nın hem gücünün hem de mekanizmasının hızlanarak aşınma sürecine girdiğini ifade etti.
“Trump döneminde iç sorunlar deşildi ve arttı”
Prof. Dr. Hacısalihoğlu öncelikli olarak ABD’de yaşanan krizlerin başlangıç sebeplerine değinerek açıklamalarına şu şekilde devam etti;
“Yaşanan olayları Amerika’nın bir süredir giderek artan iç çelişkilerinin dışa vurumu olarak görmek gerekir. En büyük sıkıntısı ırkçılık. Siyah beyaz arasındaki karşıtlıktan giderek daha geniş bir cepheye dönüştüğünü gördük özellikle Trump döneminde. Amerika’nın o gerçek sahipleri olduğunu düşünen Beyaz Amerikalıların merkeze çekilerek bu karşıtlıkları ve bu ırkçılık iklimini beslediğini görüyoruz. Trump evet siyaset dışı bir aktördü, başkanlığı boyunca yapmış olduğu bir takım uygulamalardan tutun da, davranışları, dengesiz yaklaşımları, öngörülemez, kendi başına buyruk attığı adımlar, giderek bu karşıtlıkları ve özellikle ırkçılık meselesinin dışa vurumunu artırdı. Bir diğer sorun da giderek artan zengin fakir halk arasındaki mesafe. Amerikan rüyası çöktü ve bu fark giderek arttı. Sağlık sistemlerindeki pahalılık sorunu da devam ediyor. Özellikle pandemi döneminde maalesef iyi bir süreç yönetemediler. Trump bu sağlık sistemindeki sıkıntıları çözemedi çünkü ilaç kartelleri sanılanın aksine silah-kimya- enerji lobileri ve şirketleri kadar baskın karakterlerde.”
“Küresel düzeyde de güç kaydına uğruyor”
“Küresel düzeyde de Amerika’nın gücünde aşınma süreçleri başladı ve hızlandı. Öte yandan durdurulamayan Çin’in yükseliş ve giderek pasifik dünyasına kayan bir güç odaklanması var. Bu yüzden Amerika hem kendi iç sorunları ile hem de küresel rekabetteki konumunu sürdürmek gayretinde. İşte bu yaşanan ve uzun zamandır aşılamayan problemler 6 Ocak’ta yaşanan olayların özetiydi. Ayrıca şunu da belirtmek gerekiyor ki Washington DC polisinin karşılarında kendilerini Amerika’nın sahibi olarak gören beyazlara karşı tavırları çok ilginçti başta tepki bile vermediler. Ama ırkçılık ve ayrımcılık yaptıkları bir topluluk olsaydı çok daha kanlı vakalara şahit olacaktık.”
“Amerikan siyaseti yeniden pozisyon alacak”
Biden’ın bu süreçlerden sonra işinin çok daha zor olacağını hem iç sorunlara hem de küresel güçlerini korumak adına önemli adımlar atması gerektiğini de ifade eden Prof. Dr. Hacısalihoğlu; “Amerikan siyaseti öncelikle yeniden pozisyon alacak diye düşünüyorum. Çünkü bu ayrışmalar ve çelişkilerin yansımaları partilerin iç yapılarına da yansıyor. Amerika sonuçta başkanlık sistemi içinde iki parti gibi görünür ama aslında çok sayıda partinin varlığına müsait bir sistem fakat öyle hale gelmiş ki demokratlar ve cumhuriyetçiler tarzında işliyor. Bundan sonra cumhuriyetçiler arasında da demokratlar arasında da ayrışmalar daha da keskinleşebilir. Daha fazla sayıda partilerin olduğu çizgilerin genişlediği yapıya dönüşebilir. Amerikan demokrasisi 6 Ocak’ta çaresiz ve yetersiz kaldı ve bundan sonrası için de sorunlar artık dışa vurmuş durumdadır. ABD kurumlarıyla anayasal sistemin o güçlü iç mekanizmalarıyla derin yapısıyla buna müdahil olmaya çalışarak, olabildiğince ötelemeye ve bastırmaya çalışacaktır. Bir yandan küresel güç rekabeti ile çünkü orada bir aşınma var, bir yandan iç sorunlarıyla uğraşırken bir enerji kaybından dolayı daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacak. O yüzden Biden’ın işi hiç kolay değil. Muhtemelen yeni dönemde ilk el atacağı iç meseleler olacak. Küresel salgınla mücadele edip ardından dışa vuran çelişkilerin çözümüne dair kafa yoracaklar” şeklinde konuştu.
Biden’ın eski müttefiklerine verdiği önemden daha çok küresel anlamda karşısındakinin konumunun daha önemli olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “Biden, ‘eski müttefiklerimiz önemli’ diye dursun ama dünya artık öyle bir dünya değil. Sizin müttefikleriniz olabilir ama sizin karşıtlarınız kim? Çin var Çin’in yükselişine yabancı kalmayan daha doğrusu oradan kopmayan ortak ve özel ilişkiler sürdüren bir İngiltere gerçeği var. Rusya ile Almanya da aynı şekilde. Tüm bunları nasıl bir karşıtlığa dönüştüreceksin ki siz müttefikleri olacaksınız. Ayrıca küresel dengelerde de durdurulamayan bir Asya dinamizmi var. Tabi tahtının sarsılması henüz o kadar kolay değil tabi hala daha üstün olduğu yerler var ama aşınma başlamıştır, hızını durdurabilme konusunda belki çaba gösterecekler, başarılı olurlar mı bunu zaman gösterecek. Sonrasında artan ırkçılığı nasıl dizginleyeceksiniz, giderek zorlaşıyor sonuçta Amerika 50 eyaletten oluşan, ama bir ulus devlet refleksi ile çalışmak isteyen bir yer. ‘Amerika eyaletlerden oluşur ulus devlet değildir’ diye yazıyor olabilir ama bir ulus devlet mantığı ile çalışır ki o 50 eyaleti bir arada tutabilsin. Çünkü en büyük korkuları bir ayrışmanın ya da parçalanmanın yaşanmasıdır. Bu yüzden mekanizmalarının bundan sonra aşınacağı ve zorlanacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Türkiye ile iyi ilişkiler için önce atılması gereken adımlar varSon olarak darbe olarak nitelendirdikleri olaylar sonrasında Türkiye’yi özellikle 15 Temmuz ve terörizm olaylarında daha iyi anlamaları gerektiğini ancak bu şekilde gerçek bir diplomasının başlayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “15 Temmuz’da demokrasi mücadelemiz zamanında Amerika’yı yönetenler ki o zaman Biden başkan yardımcısıydı, Türkiye’ye yönelik gerçek örtüldü. Sanki Türkiye’nin içerisinde iki taraf arasında bir çatışmaymış gibi yaklaşıp taraflar arasında itidal çağrısı yaptılar. Fakat kendileri bu gerçekle yüzleştiklerinde can havliyle bunu bir darbe ve demokrasiyi katletme girişimi olarak adlandırıp başkalarına karşı bunu yapamamaları ikiyüzlülüklerini de ortaya koyuyor. Bunlardan ders almaları gerekir. Sonuçta FETÖ denilen yapı da kendilerinin desteklediği bir yapıydı ve hala sürüyor o destek. Türkiye’nin demokrasisini ve bağımsızlığına düşkünlüğünün aslında millet iradesinin ta kendisi olduğunu da görmeleri gerekir. Yeni dönemde Türkiye Amerika ilişkilerinde umarım bu durumları Biden değerlendirir. Türkiye’ye saygı duyan, bugüne kadar terör örgütlerine olan destekleri, Doğu Akdeniz’de haklı olan Türkiye’ye karşı Yunanistan’a verdiği destek karşısında geri adım atarlar, vazgeçerler bunların sorunlu ve yanlış olduğunu görürler. Türkiye’nin savunma sanayisini kösteklemek için S-400’u bahane ederek baltalamaktan vazgeçerler o zaman Türkiye ile gerçek anlamda dostluk kurmak istiyorlarsa Türkiye de hayır demeyecektir. Gerçek diploması o zaman başlar” diyerek sözlerini sonlandırdı.