Kılıçdaroğlu: 'Mültecileri davul ve zurnalarla ülkelerine göndereceğiz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Suriyeli ve Afkan göçmenler var. Size sözüm söz ırkçılık yapmadan, bütün mültecileri davul ve zurna ile kendi ülkelerine göndereceğim' dedi.
Lozan Antlaşması’nın 99. yılında Nilüfer Belediyesi tarafından organize edilen “Büyük Mübadil Buluşması”nda, Rumeli ve Balkan Türkleri bir araya geldi. Görükle İpek Spor Sahası’nı dolduran vatandaşlara seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bana kızanlar eleştirenler olabilir. Şundan herkesin emin olmasını isterim. Tek bir arzum bu ülkenin kalkınması, kimsenin ötekileştirmemesi, bu ülkenin büyümesi, hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi, kadın erkek eşitliğinin sağlanması ve barışın sağlanmasıdır. Lozan Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapu senedidir. Lozanları eleştirenler Türkiye’yi bilmiyor ve Türkiye’yi sevmiyorlar. Bir mücadelenin nasıl verildiğini bilmiyorlar. Dedelerimiz, babalarımız bu mücadeleyi verdi. Şimdi Türkiye’yi geliştirme ve büyütme zamanıdır. Bunun mücadelesini vereceğiz. Elbette ki bizim ülkemize değişik bölgelerden gelen kardeşlerimiz var. Suriyeli ve Afkan göçmenler var. Size sözüm söz ırkçılık yapmadan, bütün mültecileri davul ve zurna ile kendi ülkelerine göndereceğim. Irkçılık yapmıyorum. Onlar da birer insan. Onlar güvenini sağlayarak, okullarını, istihdamlarını oluşturarak göndereceğiz. Biz kendi kültürümüzü korumak ve kendi kültürümüzü yüceltmek isteriz. Mübadillerin hangi koşullarda geldiklerini biliyoruz. Tarihimiz var. Şimdi o tarihi yazmaktır. O anıları yeniden yaşatmak sizlerin görevidir. Bizler Lozan’ın büyüttüğünü gençlerimize, geleceğimize anlatmalıyız. Lozan’ın bayram olarak kutlanmasını teklif olarak Meclise sunacağım. Biz kanun teklifi vereceksek, Balkanlar’dan da isteğim Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine katılım bizlerle birlikte yürüyeceksiniz. Bizler bu mücadeleyi yapıyoruz. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu hepimiz çok iyi biliyoruz. Güçlü ve parlamenter bir olmasını istiyoruz. O zaman büyüyeceğiz ve evlatlarımız bizimle gurur duyacaktır. Bu ülkede demokrasi istiyorsanız, bize katılın. Yurtta barış ve dünyada barış için bize katılın. Daha güzel bir Türkiye istiyorsanız bize katılın. Hak, hukuk ve adalet istiyorsanız bize katılın. Benim bir sorumluluğum var. Bu sorumluluğumun farkındayım. Ancak bu ülkede yaşayanlarında bir sorumluluğu var. Birlikte olursak, daha güçlü oluruz. Biz mandayı reddettik. Yok olan bir Osmanlı’nın üzerine çağdaş ve genç cumhuriyeti kurduk. Bunun senedi Lozan’dı. Lozan’ı ne unutacağız ne de unutturacağız” dedi.
Dünyada ilk 10’a giren güçlü bir Türkiye istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Evlerimizde rahat oturmak, sokaklarda ve meydanlarda rahat olmak istiyorsak, demokrasiyi getirmemiz gerekiyor. Herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği bir Türkiye istiyoruz. Mustafa Kemal sadece bizim değil, bütün mazlumlarındır. Bağımsızlık mücadelesini bütün ülkeler, Mustafa Kemal’den sonra vermişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti kurduktan sonra bütün o mazlum ülkeler onlar da cumhuriyeti kabul etmişlerdir. Şimdi cumhuriyetin yüzüncü yılında cumhuriyetimizi, demokrasiyle taçlandıracağız. Bunun mücadelesini veriyoruz. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırdığımızda nasıl büyüdüğümüzü, nasıl kalkındığımızı, nasıl güçlendiğimizi sadece biz değil, bütün dünya öğrenecek. Bütün mazlum ülkeler kurdukları cumhuriyeti Türkiye’yi takip ederek onlar da demokrasiyle taçlandıracaklardır. Bunun sözünü veriyorum sizlere. Yeter ki bizlere güvenin. Bizim saraya ihtiyacımız yok. Bizim Çankaya’da oturan onurlu insanlara ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ise, “Lozan Barış Antlaşması’nın 99. yılında, çok sayıda mübadil yerleşimine sahip olan ve aynı zamanda binlerce Rumeli ve Balkan göçmenine kucak açan Bursa’da, böyle bir buluşmaya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının tanımlandığı, Ankara’da kurulan hükümetin uluslararası meşruiyet kazandığı Lozan Antlaşması, ülkemiz tarihinde büyük önem taşır. Lozan’ın en önemli sonuçlarından biri de Mübadele Sözleşmesi olmuştur. Türkiye’de yerleşik Rumlar ile Yunanistan’da yerleşik Türklerin zorunlu göçünü öngören bu sözleşme gereği, yaklaşık iki milyon insan göçe tabi tutuldu. Bu süreç; suyun iki yakasında da trajediyle dolu insan hikayelerini ortaya çıkardı. Mübadeleye tabi tutulanlar; ekip-biçtikleri topraklarını, işyerlerini, evlerini, ibadet ettikleri kutsal mekanlarını ve sevdiklerinin mezarlarını geride bıraktılar. Şu an bulunduğumuz bölge mübadillerin Bursa’daki yerleşim yerlerinden biridir. Biz, mübadillerin geçmişinde trajik bir dönüm noktası olan bu tarihi sürecin anılarını, Görükle’de kurduğumuz Mübadele Evi’nde yaşatıyoruz. Her nüfus değişimi dramatik bir süreçtir. Zorunlu göç hareketleri, bu süreci yaşayan kitleler için bir yaradır. Sadece Lozan mübadilleri değil, Rumeli ve Balkan göçmenleri için de bu durum geçerli. Mübadiller bir barış anlaşmasının sonucu olarak bu süreci yaşarken, diğerleri savaşlar ve çeşitli çatışmalar sonucu göçe mecbur kalmıştır. Her göçmenin yüreğinde geçmişe ait bir sızı, biraz hüzün ve terk ettiği topraklara dair özlem vardır. Bugün Rumeli’den göç etmiş Türkler için Rumeli’deki şehirler ne anlam ifade ediyorsa, ’Küçük Asya’ göçmeni bir Rum için Anadolu’daki şehirler de aynı anlamı taşır. Yani göçmenlik temelinde hepimiz aynı duyguda buluşuyoruz. O nedenle bugün, Lozan’ın 99. yılında sizleri bir göçmen şehri olan Bursa’da buluşturmak, Lozan’ın anlamını hatırlarken, mübadele sürecini de anmak istedik. Şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim. Hem mübadillerin, hem de Rumeli ve Balkan göçmenlerinin, Türkiye’deki özellikle ekonomik değişime, sosyal ve kültürel dönüşüme çok değerli katkıları olmuştur. Hepsi bizim zenginliğimizdir. O nedenle iyi ki varsınız diyorum, iyi ki buradasınız. Ben de bir mübadil torunuyum ve bir mübadil torunu olarak sizleri burada ağırlamaktan mutluluk duyuyorum” dedi.
Konuşmaların sonunda Prof. Dr. İlber Ortaylı’da katılanlara o tarihler hakkında bilgi verdi.