Kalko: 'Mektebim daha çağdaş döneme geçmenin sembolüdür'
Mektebim Kurucusu Ümit Kalko, Mektebim'in Mimar Sinan Mahallesi'ndeki okul binasında veliler ile birlikte gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantısında, yeni yatırımın gelişim sürecini ve Mektebim'in kısa ve uzun vadedeki hedeflerini paylaştı.
Mektebim Kurucusu Ümit Kalko, Silivri’deki velileri ile bir araya geldi. Mektebim’in önümüzdeki yıldan itibaren faaliyete girecek olan yeni yatırımının tanıtımının gerçekleştirildiği toplantıda Kalko, yatırımın gelişme sürecini, Mektebim’in Türkiye geneline nasıl yayıldığını, bu süreçte karşılaştıkları sorunları, yakın ve uzak hedeflerini veliler ile paylaştı.
Mektebim’in Türkiye genelindeki okullarının ve Silivri’de yapacağı yeni okul binasının tanıtım filmlerinin izlenmesinin ardından kürsüye gelen Mektebim Kurucusu Ümit Kalko, şunları söyledi:
“Az önce konferans salonuna girerken biraz şaşkınlıkla girdim. Burası aslında çok küçükmüş. Bize ilk zamanlar büyük geliyordu. O zamanki imkânlar ve şartlar çerçevesinde. Silivri’de biz buraya 2011 yılının Aralık ayında ilk geldik. Ben geldiğimde burası Balkan Koleji idi. Balkan Koleji’nin kurucusu Erdoğan Bey’ler ile görüşme yaptığımızda biraz şaşkınlıkla okulu gezmiştim. Okulun fiziki yapısı oldukça elverişsiz durumdaydı. Okulumuzda okul araç gereçlerinin tamamı çok yıpranmış vaziyetteydi.”
İşçilerle birlikte uyudum
O dönemde Aralık ayında geldim. 1 hafta kadar bir hafta kadar hafiyelik yaptım. Prensipte Erdoğan Bey ile anlaşmıştık ancak ben öğrencilerle sohbet ettim. “Nasıl bir okul istiyorsunuz?” “Öğrenci gözüyle olmasını istedikleriniz neler?” şeklinde… Bunların hepsini aldık, 15 tatilde yaklaşık 70-80 kişilik bir ekiple çift vardiya çalıştık ve çocuklarımız tatilden geldikten sonra bambaşka bir okulla karşılaştılar. O dönem zor kış şartları yaşadık. Bu sebepten paralarını almalarına rağmen kaçan işçiler oldu. Son günlerde işçiler kaçmasın diye ben de onlarla burada uyudum. Kapıya da adamımı koydum ki kaçan olursa yakala diye.
“Mektebim daha çağdaş döneme geçmenin sembolüdür”
İlk Mektebim tabelasını da buraya astık. O zamanlar “İsmi ne olacak?” diye soruluyordu. Sahiplerinin kim olduğu merak ediliyordu. “Cemaatten birisi mi, arkasında kim var?” gibi kaygıları vardı velilerin. Kısmen haklı kısmen haksız kaygılar. Sonuçta hayatınızın en değerli varlığı olan çocuklarınızı emanet ediyorsunuz.
Lansmanı burayı bitirdiğimizde yaptık ve ismimizi de çok büyük bir heyecanla açıkladık “Mektebim” dedik. Sonra dışarıda velilerimizden birkaçı geldi ve “Her şey güzel, Atatürkçü bir çizginiz var. Ama neden Mektebim?” dedi. İsmimizin hikâyesini anlattık ve Atatürk’ün Millet Mektepleri’nden adını aldığını söyledik ancak nedense Mektebim ismi daha muhafazakar biz algı oluşturdu. Ancak Mektebim daha çağdaş bir döneme geçmenin sembolüdür.
Kalko, Mektebim’in büyüme aşamasını paylaştı
Konuşmasının devamında anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyleri için yaptıkları özel çalışmalardan bahseden Kalko, bu süreçte özellikle arsaların satış aşamasında fiyat artırımı konusunda yaşadığı zorluktan da bahsetti.
Silivri sonrasında Mektebim’in Türkiye geneline yayılma ve 51 kampüs 30.000 öğrenci seviyesine ulaşma aşamalarını da katılımcılar ile paylaşan Kalko, 2018 itibariyle de Şanlıurfa’dan Gaziantep’e, Manisa’dan Muğla’ya büyüyeceklerini belirterek, “Bir okul açılır, bir hapishane kapanır, sözüne çok yarar sağlıyoruz. Eğitime yapılan yatırımın geleceğimize yapılan yatırım olduğuna da inanan birisiyiz. Ve iki sene sonra Türkiye’nin en büyük, 5 sene sonra da dünyanın en büyük eğitim kurumu zinciri olmak istiyoruz. Zaten bu anlattığım yatırımlardan sonra dünyanın en büyük okul yatırım zinciri ile görüşme halindeyiz. Birçok konuda işbirliği yapıyoruz. 5 yıl sonra da dünyanın en büyük okul zinciri inşallah bir Türk markası olur.” dedi ve hedeflerini anlattı.
Londra başta olmak üzere yurtdışına açılacaklar
2019 yılında Büyükçekmece’de Mektebim Üniversitesi’nin kurulacağının da müjdesini veren Kalko, şu anda da Maarif Vakfı ile görüşme halinde olduklarını belirtti. Maarif Vakfı’nın FETÖ’nün yurtdışındaki okullarının kapatılmasından sonra Türk Eğitim Sistemi’nin bayrağını yurtdışında dalgalandırmak için kurulmuş bir vakıf olduğundan bahseden Kalko, 2018-2019 yılı itibariyle Londra’dan başlayarak Mektebim’in büyümesine yurtdışında da devam edeceklerini söyledi.
“4 maddelik anayasamız var”
Kalko açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Bizim bu kutlu yolda bir anayasamız vardı. Bu anayasamızdan bugüne kadar hiç taviz vermedik. Anayasamız 4 maddelik kısa bir anayasa –ki zaten anayasalar mümkün mertebe çerçeve anayasa olmalıdır-
Anayasamızın birinci maddesi: Mektebim, toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede duracak. 15 Temmuz’daki darbe kalkışması sonrasında bunu değiştirdik ve dedik ki: Mektebim vatanını, milletini seven toplumun tüm kesimlerine karşı eşit mesafede duracak.
İkinci maddemiz: Mektebim, eğitimden kazandığını eğitime yatıracak.
Üçüncüsü: Eğitim sektörü dışında başka hiçbir sektöre yatırım yapmayacak.
Dördüncüsü de: Yukarıdaki ilk 3 madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Dolayısıyla sevgili veliler… Bizler aslında bir Türkiye okulu olmak istiyoruz. Belli bir kesimin okulu olmak istemiyoruz.”
“Arkasında kim var da bu kadar çabuk büyüyor?” dediler. Bizim arkamızda emek var. Eğitimden kazandığımızı eğitime yatırma var. Ben Mektebim’in sahibi olarak şahsi zenginleşme için bakmıyorum. Kurumun gelişmesine odaklandım. Kurumum büyüsün. Bir okul daha çıksın, iki okul daha çıksın. Birçok sektörden çeşitli teklifler geldi. Cazip teklifler de olmasına rağmen hiçbirini kabul etmedik. Mektebim’in hızlı büyümesinin kerameti bu anayasamızın üç maddesinden kaynaklanan durum ve çok büyük bir emek.
“Okul kuracak arsayı zor bulduk”
Silivri’de yeni yapılacak binalarının bitmesi ile birlikte Türkiye üzerinde farklı amaçla yapılıp sonradan okula çevrilen hiçbir binalarının kalmadığını söyleyen Kalko, Silivri’deki yeni binanın sürecini de veliler ile paylaştı.
“Mektebim’in büyümesi ve konsept okulları yapmamızla birlikte Silivri’deki velilerden de “Neden Silivri’deki okulunuz yeni açtığınız okullar gibi değil?” diye serzenişler geldi. Haklıydınız da… Silivri her ne kadar İstanbul’un ikinci büyük ilçesi olsa da her ne kadar geniş ve boş arsalardan oluşsa da imarsal olarak özel okula uygun çok fazla yeri barındırmıyor. Belki bunun için siyasi sebepler olabilir onu ben bilmem ama bulamadık. En sonunda Allah kısmet etti ve bu sene bulduk. Hızlı bir şekilde de inşaata başladık ve kaba inşaat da bitmek üzere. Ağustos ayında da yeni binamıza geçeceğiz. Bunun sebebi sadece velilerin çocuklarının daha güzel okullarda okumasına yönelik kaygıları değil. Var olan binalarımızın güçlendirme ihtiyaçları var.”
“Silivri’ye dönmek büyük bir gurur kaynağı”
Bir projeyi sıfırdan okula göre çizdiğinizde daha verimli oluyor. Mesela spor salonu… Bizim yan tarafta bir spor salonumuz var ve tavan yüksekliği bu salon kadar. Ancak sıfırdan yapılırsa mimar 7-8 metre yükseklik veriyor. Konferans salonu… “Bu binadan bu çıkıyor” dedik. En az 6-7 metre yükseklik olması lazım. 400 kişilik olması lazım… Cep sineması lazım. Çocukların 3 boyutlu laboratuarlarda eğitim vermesi lazım. Çocuklarımızın çeşitli spor dallarında eğitim görmesi lazım. Buz pateni oynasınlar. Robotik kodlama sınıfları olması lazım. Görsel sanatlar sınıfının, görsel sanatlara uygun dizayn edilmesi lazım. Mesela lambasının palet olması lazım. Paletin gözlerinin lamba olması lazım. Daha çok okul kokması lazım. Bir bina değil, okul ve eğitim yuvası olması lazım. Bunları sağlamak için biz bu yatırımları yaptık. Çünkü biz biliyoruz ki okullar çocuklarımızın kendilerini keşfedecekleri, keşfettikleri yeteneklerini geliştirebilecekleri ortamları sağlamalı. Biz tamamıyla yeni kampüsümüzü bu ihtiyaçlara yönelik dizayn ettik. Yaklaşık 9 dönüm arazi üzerine kurduk orayı. İçinde tenis kortundan tüm sportif aktivitelerine kadar olan, 1500 kontenjanlı her okulun bloğu ayrı olacak bir yapıya dönüştürdük. O yüzden çok güzel bir eğitim yuvası oldu. Biz Silivri’yi çok seviyoruz. Silivri’ye karşı da benim ayrı bir ilgi ve alakam var. Silivri’ye böyle güzel bir kampüsle dönmüş olmam, yatırımcı olmam benim için de büyük bir gurur kaynağı.
Kars’a okul bağışı
“Geçtiğimiz haftalarda Milli Eğitim Bakanı’mız ile sohbet ederken Kars’ta bir okul yapma kararı aldıklarını ve bağışçı aradıklarını bana söylemişti. Ben de seve seve kabul ettim. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan –ki bizim aile dostumuz- ile beraber geçen hafta Kars’a gittik. Bakan Bey, Vali Bey üçlü bir protokol imzaladık. Kars merkezde 24 derslikli bir Anadolu Lisesi bağışlayacağız. Kars’ta bir Karabağ köyümüz var bizim. Benim atalarımın köyü. Köydeki okulun halini gördüm ve çok üzüldüm. Köyde 4 derslikli bir ilkokul ve öğretmenlerimiz için lojman yaptıracağım.”
“Her sene Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bir okul yaptıracağız”
“Kars’a yaptırdığımız bu iki okulu da Mektebim ile kardeş okul yapacağım. Kardeş okul çerçevesinde kendi kurduğum bir vakfım var. Vakıf üzerinden de orada okuyan tüm öğrenciler Mektebim üniformalı olacak. Oradaki bütün eğitim araç gereçlerini de ben bağışlayacağım. Mektebim’deki araç gereçlerimiz ne ise orada da aynıları olacak. Çocuklarımızı İstanbul’a her sene kültürel gezi için getirip tarihi yerleri gezdireceğiz. Ve ben sadece Kars üzerinde değil Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gücümüz yettiği kadar da inşallah her sene bir okul bağışlamak istiyoruz. Biz ne kazandıysak bu vatandan ve bu milletten kazanıyoruz. Sadece özel okul yaparak değil, aynı zamanda yine devlet okullarına yatırım yaparak, eğitimden kazandığımızı yine eğitime yatırarak vatanımıza ve milletimize olan borcumuzu da ödemeye devam edeceğiz.”
İmkanlardan devlet okulundaki öğrenciler de yararlanacak
“Bizim yeni yapacağımız kampüsümüzdeki tüm imkanlardan Mektebim öğrencilerinin yanı sıra devlet okulundaki diğer öğrencilerimiz de ücretsiz yararlanabilecekler. Bu fikrimizi Milli Eğitim Müdürü’müze de söyledik. 400 kişilik konferans salonu var ve Silivri’de böyle bir salon yok. Çok güzel bir salon olacak. Salonumuz da, buz patenimiz de, spor salonumuz da Silivrililerindir. Hepimize açık olacak buralar.”
Tanıtım toplantısı Kalko’nun konuşmasının ardından sona ererken, veliler ve öğretmenler kokteyl alanına geçtiler.
Eyüp Can BALABAN