Geleceğin en büyük tehlikesi

Türkiye'nin aşı ve ilaç geliştirme alanındaki kapasitesinin arttırılacağı TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü ile ilgili konuşan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, Kampüste biyoteknolojik ilaçlar anlamında çalışmalar yürütülecek. Kanser türü hastalıklar için kendi orijinal moleküllerimizi üreteceğiz. Gelecekteki savaş unsurlarından bir tanesi biyolojik ajanlar. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü'nde bir taraftan sivil uygulamalar diğer taraftan da uluslararası tehditlere karşı gerekli altyapı hazırlıkları yapılacak dedi.

Geleceğin en büyük tehlikesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye’nin aşı ve ilaç geliştirme alanındaki kapasitesinin arttırılacağı TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü ile ilgili konuşan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, "Kampüste biyoteknolojik ilaçlar anlamında çalışmalar yürütülecek. Kanser türü hastalıklar için kendi orijinal moleküllerimizi üreteceğiz. Gelecekteki savaş unsurlarından bir tanesi biyolojik ajanlar. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nde bir taraftan sivil uygulamalar diğer taraftan da uluslararası tehditlere karşı gerekli altyapı hazırlıkları yapılacak" dedi.

Aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarını desteklemek amacıyla Gebze’de açılan TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nün tanıtımı gerçekleşti. Gerçekleşen programa katılan üniversite dekanları, ilaç firmaları, kovid-19 platformu üyeleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Savunma Bakanlığı üyelerine çalışmalar hakkında bilgiler verildi.

"Kendi orijinal moleküllerimizi geliştirmek istiyoruz"

Kampüsle ilgili bilgilendirmelerde bulunan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, "Burada ortak altyapı yapılacak. Yani üniversitelerin, sanayinin ortaklaşa kullanabileceği bir altyapı. Gelecekte kovid gibi benzeri tehditlere karşı hazırlıklı olma noktasında burası bizim için önemli. Özellikle iklim değişikliğiyle beraber gelecekte salgın hastalıkla karşılaşabiliriz. Bugün yaşadığımız zorluklar var. Bunlardan bir tanesi insanların en sık karşılaştığı kanser. Bu tür hastalıklar için kendi orijinal moleküllerimizi geliştireceğiz" diye konuştu.

"Kimyasal ilaçlardan daha çok biyoteknolojik ilaçlar anlamında çalışmalar yürütülecek"

Son 20 yılda savunma sanayisinde Türkiye’nin bağımsızlığını ilan ettiğini söyleyen Başkan Mandal, "Sağlık alanında da başarılı öykülerimiz var ama sistematik olarak bakıldığı zaman hala ilacı ve aşıyı ithal eden bir ülkeyiz. Dolayısıyla Türkiye’nin kendi ilacını, kendi aşısını üretmek hatta bunu ihraç etmek noktasında merkezimizde çalışmalar yapılacak. Kimyasal ilaçlardan daha çok biyoteknolojik ilaçlar anlamında çalışmalar yürütülecek. Dolayısıyla bu merkezden amacımız gelecekteki pandemilere hazırlıklı olmak, kanser gibi zor alanlarda dünya ile birlikte eş zamanlı orijinal molekül çalışmaları gerçekleştirmek ve şu an bizim yurt dışından ithal ettiğimiz ilaç ve aşıları üretmek" şeklinde konuştu.

"Gelecekteki savaş unsurlarından bir tanesi de biyolojik ajanlar"

Konuşmasını sürdüren Başkan Mandal, "Bu merkezde ne yapacağımız kadar nasıl yapacağımızda önemli. Bu merkezde araştırmacılar, firmalar, kamunun ilgili kurumlarıyla çalışmalar yürütülecek. Bir diğer boyutuyla bu kampüs aynı zamanda gelecekteki tehditle için önemli. Bugünkü tehditleri biliyoruz, savaş unsurlarını biliyoruz. Gelecekteki savaş unsurlarından bir tanesi de biyolojik ajanlar. Yani sizin yediğiniz yemekte, içtiğiniz sudan bulaşabilecek biyolojik anlamdaki savaş. Dolayısıyla buradaki araştırma merkezi hem bizim normal hayatımızda salgın, kanser tehdidini hem de ülkelerin kasıtlı biyolojik tehdidi noktasında gerekli olan kimyasal, biyolojik, nükleer tehditlere karşı hazırlık yapacak. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, bir taraftan sivil uygulamalar diğer taraftan da uluslararası tehditlere karşı gerekli altyapı ve hazırlıkların yapılacağı bir yer" ifadelerini kullandı.

"Biz bir yerlerden tedarik eden değil kendi ilacımızı kendimiz geliştirebilen bir ülke olacağız"

Dünyada en çok görülen kanser hastalığıyla ilgili yapılacak çalışmadan bahseden Mandal, "Gelecekte biyoteknolojik anlamda çalıştırılabilecek olan kanser ilaçlarının orijinal molekül olarak ifade ettiğimiz çalışmalar bu merkezde yapılacak. Bu sadece TÜBİTAK’ın kendi insan kaynağıyla değil, Türkiye’deki hocalarımızla birlikte yapılıyor. Biz bir yerlerden tedarik eden değil kendi ilacımızı kendimiz geliştirebilen, gerektiğinde bunu dost müttefik ülkelere kullanım imkanı sağlayan bir altyapıya bir ihtiyaca karşılık vermek için bu kampüsümüz çok önemli" dedi.