Eğitim-Bir-Sen Basın açıklaması yaptı

2011-2012 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemi, eğitimin kök sorunlarının çözümüne yönelik kalıcı adımların atılmaması nedeniyle, birçok sorunla birlikte başlamış bulunmaktadır.

Eğitim-Bir-Sen Basın açıklaması yaptı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Sivil bir eğitim sistemi; düşünen, araştıran, soran, sorgulayan özgür bireylerin yetiştirilmesi için eğitim alanında pek çok adımın atılması gerekmektedir. Eğitimdeki vesayetin bütün izleri silinmeli, düşüncelerine paralel bir şekilde öğrencilerin kılık kıyafetleri de sivilleşmeli, üniformalı eğitime son verilmeli, demokratik eğitim hakkının önündeki karma ve kesintisiz zorunlu eğitim dayatması kaldırılmalı, sorunlara kalıcı çözüm bulmak için paydaşların önerileri dikkate alınmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimin paydaşlarının görüşlerine başvurmadan yaptığı düzenlemeler en fazla tartışılan ve mağduriyet üreten düzenlemeler olmuştur. Bütün paydaşların mevcut hafızalarının sürece dahil edildiği çözümlerin kapsayıcılığı ve kalıcılığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bakanlığın, demokratik yönetim anlayışının gereği olarak eğitimin paydaşlarının görüşüne başvurarak ortak aklı bulması en çok kendi işini kolaylaştıracaktır. Eğitimin ve eğitim çalışanlarının her dönem devreden sorunları bulunmaktadır. Yeni dönemde eski sorunlar çözüme kavuşturulmalı, yeni sorunlar üretilmemelidir.

Önümüzdeki dönemde eğitime ve eğitim çalışanlarına ilişkin yapılmasını istediğimiz konulardan bazıları şunlardır:

Kurum İdari Kurulu Kararları Hayata Geçirilmelidir

Kurum İdari Kurulu Ekim 2009, Nisan 2010, Ekim 2010 ve Ekim 2011 Çalışma raporlarında mutabakata vardığımız “Parasız yatılı ve burslu öğrenci okutma ve onlara yapılacak sosyal yardımlara ilişkin mevzuata ‘eğitim çalışanları’ ifadesi konularak, memur ve yardımcı personel çocuklarının da bu haktan yararlanmasına yönelik çalışma başlatılması”, “Hizmetlilerin eğitim kurumlarında gece bekçisi olarak görevlendirilmesi uygulamasına son verilmesi”, “Kariyer basamaklarında yükselmeye yönelik olarak Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hükümler göz önünde bulundurularak, yeniden uygulayabilmek amacıyla ilgili mevzuatında gerekli değişikliklerin yapılarak sınav açılmasına yönelik çalışmaların sonuçlandırılması”, “Ders yılı içerisindeki iş günlerinde çeşitli nedenlerle tatil edilen günlerde ders görevlerini fiilen yerine getiremeyen öğretmenlerin söz konusu günlere denk gelen ders görevlerini yapmış sayılmaları hususunda Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararda değişiklik yapılması”, “Eğitim kurumları yöneticilerinin aylık karşılığı haftada 6 saate kadar derse girmelerinin sağlanması bakımından ilgili mevzuatında değişiklik yapılması”, “İkili eğitim yapan okulların yöneticilerinin ek ders ücretlerinin artırılmasına yönelik çalışmaların başlatılması”, “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre yapılan öğrenci kayıtlarında; sınavla öğrenci alan okullar hariç diğer okullarda, eğitim çalışanlarının görev yaptıkları okullara çocuklarını kaydettirmeleri için gerekli tedbirlerin alınmasının sağlanması”, “Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı’na başvurabilmek için ailenin yıllık gelirinin kişi başına düşen miktarını yükselterek öğretmen çocuklarının da bu imkandan faydalanması”, “Öğretmen ihtiyacının karşılanması amacıyla, zorunlu hizmet bölgelerinde istihdam edilen öğretmenlere, illerin veya yerleşim yerlerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve ulaşım imkânları dikkate alınarak kalkınmada öncelikli hizmet tazminatı verilmesi amacıyla ilgili mevzuatlarında gerekli çalışmalarının başlatılması”, “Orta öğretim kurumlarında görev yapan rehber öğretmenlerin sınav dönemlerinde ücret alabilmelerinin sağlanması için çalışmaların başlatılması”, “Öğretmenlerimize ergonomik ve günümüz teknolojisi ile uyumlu bilgisayar verilmesi”, “1702 sayılı ‘İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun’ ile 4357 sayılı ‘Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi ve Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun’ birleştirilerek güncellenmeli ya da bu düzenlemeler kaldırılmalı; 657 sayılı Kanun’un 125’inci maddesi güncellenerek mevzuat tektipleştirilmelidir’ ile ‘Muhakkik tayin etmeden, iddia ve savunma tüm yönleri ve delilleriyle araştırılmadan ve soruşturma açılmadan veya sadece savunma alınmak suretiyle disiplin cezası verilmemesi sağlanmalıdır. Bu amaçla 1702 ve 4357 sayılı Kanunlarda gerekli düzenlemelerin sağlanması”, “632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) öncesi KPSS puan esasına göre kadroya geçmiş bulunan sözleşmeli öğretmenlerin, 632 sayılı KHK kapsamında kadroya geçirilenlere tanınan haklardan faydalandırılmasının sağlanması” gibi konular KİK kararları ile imza altına alınmıştır.

Eğitim sistemi ve eğitim çalışanlarıyla ilgili olan bu talep ve öneriler acilen çözüme kavuşturulmalıdır.

Değerler Eğitimine Önem Verilmelidir

Eğitim sistemimizin değerlerden, karakter eğitiminden çok test çözmedeki başarıyı kıstas alması hep tartışma konusu olmuştur. Eğitim müfredatının içeriği masaya yatırılmalı, eğitim sistemimiz karakter, ahlak ve değer kazandıran bir muhtevaya kavuşturulmalıdır.

Vesayetin Tüm İzleri Silinmelidir

Eğitim ortamlarında sivilleşme, öğretim programlarında vesayeti meşrulaştıran öğretilerden arındırma işleminin yapılmasına acilen ihtiyaç vardır.

Eğitim sistemi, bilimsel ve çağdaş dünyanın gerekleri doğrultusunda ele alınmalı; müfredat gözden geçirilmeli ve eğitimde vesayetin bütün izleri silinmelidir.

28 Şubat postmodern darbe sürecinin dayatması sonucu uygulamaya konulan kesintisiz zorunlu eğitim, eğitim süreleri; 1+4 yıl temel eğitim, 4 yıl ortaöğretime hazırlık eğitimi ve 4 yıl zenginleştirilmiş seçeneklerle ortaöğretim olmak üzere pedagojik, kademeli ve yönlendirmeye uygun hale getirilmelidir. Bunun altyapısı bir an önce tamamlanmalıdır.

Askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığı’nca denetlenmemesi, demokratik eğitim hakkının tanınmayıp karma eğitim dayatmasının olması, kadın çalışanların ve kız öğrencilerin kılık kıyafetini sorun haline getiren ‘kamusal alan’ yalanının devam ettirilmesi, öğrencilere okul üniforması zorunluluğu gibi konular, eğitimin ve eğitim sisteminin demokratikleştirilmesinin önündeki engeller olarak durmaktadır. Eğitim sistemini demokratikleştirecek adımlar daha fazla geciktirilmeden atılmalıdır.

Eğitimcilerin Motivasyonunu Bozacak Söylemlerden Kaçınılmalıdır Eğitimcileri sorunlardan daha çok eğitimcilerle ilgili yetkililerin söylemleri yıpratmakta ve motivasyonunu bozmaktadır. Eğitimin en önemli ayağını oluşturan eğitim çalışanları son zamanlarda hak etmedikleri eleştirilere muhatap olmuşlardır. Kamuda neredeyse en düşük ücreti alan konumuna düşürülen öğretmenler sorunlarına çözümü beklerken mevcut sorunlarını çözmek yerine yetkililerin yeni sorunlar üretmesi ve öğretmenlik mesleğinin itibarını düşürücü yaklaşım sergilemeleri kabul edilemez. Eğitimde verimi arttırma adına değişikliklerin yapıldığı bir dönemde eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerin moral ve motivasyonunu bozacak söylemlerden kaçınılmalıdır.

Okulların Bütçe Sorununa Kalıcı Çözüm Getirilmelidir

Okullara herhangi bir bütçe gönderilmediğinden ve devletin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden dolayı okul yöneticilerinin tamamı eğitim yöneticiliği yerine tahsildarlık yapmak ve oluşturdukları bütçelerle temizlik ve yardımcı personel sorununu çözüm aramak zorunda kalmaktadırlar. Okul aile birlikleri kanalıyla bağış adı altında velilerden para talep edilme zarureti okul yöneticilerini güven duyulmayan, inadına veliyi zora sokmaya çalışan, art niyetli çalışanlar olarak algılatmakta, bağış soruşturmaları gibi çözüm üretmek yerine yeni sorunlar oluşturan yaklaşımlar veliler dâhil herkesin gözünde öğretmen camiasını değersizleştirmektedir. Yapılmış olan Bağış soruşturmaları sonuçlarıyla birlikte iptal edilip, bu dönemde okulların bütçe problemlerine mutlaka kalıcı çözüm getirilmelidir.

Öğretmen ve Öğretim Elemanının Ek Ödeme Mağduriyeti Giderilmelidir

666 sayılı KHK ile farklı kurumlarda aynı unvanda çalışan kamu personelinin ücretlerinde ek ödeme oranları üzerinden eşitleme yapılırken, öğretmen ve öğretim elemanlarının ücretlerinde iyileştirme yapılmamış ve öğretmenler kamuda en düşük maaş alan ikinci personel seviyesine düşürülmüştür.

“Eşit işe eşit ücret” kapsamında kurum içi ücret dengesi dikkate alınarak Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerde çalışan şube müdürü, şef, memur ve hizmetlilerin Maliye Bakanlığı başta olmak üzere diğer kamu kurumlarında çalışan emsalleri ile ücretlerinin eşitlenmesi için yıllarca verdiğimiz mücadelenin öğretmen ve öğretim elemanları unutularak(!) düzenlenmiş olması, eğitimcileri huzursuz eden en önemli olaylardan biridir. KHK ile ortaya çıkan adaletsizlik bir an önce giderilmelidir.

Özür Grubu Tayinleri Yılda İki Kez Olmalı ve Öğretmenlere Becayiş Hakkı Verilmelidir

652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişiklikte özür durumuna bağlı yer değişikliği yılda bir defa ile sınırlandırılmıştır. Bu durum, mağduriyete neden olmuştur. Sendikamız Milli Eğitim Bakanı ile görüşerek Şubat 2012’de özür grubu ataması yapılmasını sağlamıştır fakat eğitim ve sağlık özrü gibi hakların tanınmaması nedeniyle mağduriyetler devam etmektedir. Özür grubu tayinleri yılda iki kez olacak şekilde yeniden düzeltilmeli ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda verilen becayiş hakkıyla ilgili taleplerin önü açılmalıdır.

Ücretli Öğretmenlik Uygulamasının Ömrü Yeni Dönemin Ömrü Kadar Olsun

Gösterdiğimiz yoğun gayretlerle sözleşmeli öğretmenlik garabetine son verilmesini sağlamıştık. Fakat öğretmen istihdamında ücretli, vekil öğretmenlik gibi farklı uygulamalar bütün çarpıklığı ile devam etmektedir. Bu ucuz işçilik anlamına gelen palyatif uygulamalara son verilerek, tüm öğretmenlerin kadrolu olarak istihdamı sağlanmalıdır. Ücretli öğretmenlik uygulamasının ömrü yeni dönemin ömrü kadar olsun.

Okul ve derslik yapımına daha fazla ağırlık verilmeli, sınıf mevcutları OECD ortalamasına indirilmelidir. İkili eğitim yapan bütün kurumların normal eğitime geçirilebilmesi ve etkin eğitim için yeni okul ve dersliklere ihtiyaç vardır.

4/C’li Personelin Sorunları Çözülsün

Bir yılda 11 ay çalıştırılan ve ücret alan, aile yardımı alamayan, iş güvenceleri olmayan, aldıkları yetersiz ücret ile ayakta durmaya çalışan 4/C’li personelin sorunları çözüme kavuşturulmalı, kamuda farklı istihdam şekillerinden vazgeçilerek, kurum içerisinde aynı işi yapan personel arasındaki ayrımcılığa son verilmeli, 4/C’li personel için de bir yıl 12 ay olmalıdır.

 

                                                                                                  Yusuf GÜVEN

                                                                                                  Eğitim Bir Sen Silivri İlçe Başkanı