- Haberler
- Güncel
- Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür: 'Tarihe geçecek büyük depremlerden birini yaşadık'
Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür: 'Tarihe geçecek büyük depremlerden birini yaşadık'
Kahramanmaraş'ın Pazarcık mevkiinde meydana gelen 7,4 şiddetindeki depremi değerlendiren Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, 'Büyük depremlerin artçıları da büyük olur. Sırasıyla 6.4, 6,2 ve 5.3 büyüklüğündeki artçılar yıkımın etkisini artırdı. Vatandaşlarımızın hasarlı binalara girmekten kaçınmaları gerekir' dedi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık mevkiinde meydana gelen 7,4 şiddetindeki depremi değerlendiren Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür, “Büyük depremlerin artçıları da büyük olur. Sırasıyla 6.4, 6,2 ve 5.3 büyüklüğündeki artçılar yıkımın etkisini artırdı. Vatandaşlarımızın hasarlı binalara girmekten kaçınmaları gerekir” dedi.
Türkiye’nin deprem riskinin yüksek bir ülke olduğunu hatırlatan Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür, "Tarihe geçecek büyüklükte bir deprem yaşadık.” değerlendirmesini yaparak,“7 kilometre derinliğinde gerçekleşen depremin Güney Toroslar, Kahramanmaraş ile Urfa bindirme fayları, Diyarbakır ve Hatay’da da olduğu için Doğu Anadolu Fay hattıyla etkileşime geçtiği görülüyor. 13 kilometrelik alanda çok sayıda artçıya neden oldu. Bu kadar geniş bir alanda hissedilmesinin nedeni bu durum.” açıklamasını yaptı.
Deprem süresinin uzunluğunun da önemli bir etken olduğuna işaret eden Zeki Hasgür, "Yapıların ivme genlikleri olur, kolon ve kirişleri sağlam yapılmamışsa, inşaat yapılırken yumuşak zeminlerde gerekli önlemler alınmamışsa, zemin iyileştirmesi yapılmamışsa göçük riski artar. Yüksek yapıların en soldan en sağa gitmesi, yani titreşim periyodu yaklaşık 0, 9 saniyedir. Deprem süresi ne kadar uzunsa yıkım olma ihtimali artar.” diyerek yapıların deprem güvenliğine uygun olarak inşa edilmelerinin önemine dikkat çekti.
Prof. Dr. Zeki Hasgür riskli bölgeler ile ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bu deprem, Doğu Anadolu Fayı olarak adlandırılan sol, yanal atımlı fayda gerçekleşti. Bugün yaşanan depreme sebep oldu. Bu fay, İskenderun Körfezi’nden geçerek güneyde Lut Gölü’ne uzanır. Bunun üzerinde de önemli depremler bekliyorduk. Her ne kadar Elazığ, Kuzey Anadolu Fayı’nın kavşak bölgelerine yakın olsa da güneyde, Hatay ve İskenderun bölgesinde de deprem olacağını 2 sene önce İzmir Depremi sonrasında değerlendirmemde belirtmiştim. Bu bölgede geçmişte de küçük depremler oldu ama İskenderun ve Hatay’a bağlı büyük bir deprem gerçekleşmemişti. Dolayısıyla bu bölgedeki hareketlenme ve etkileşim devam edecek.”
“Artçılar 3 gün etkili olacak”
Büyük artçıların 3 gün boyunca etkili olacağını, sonrasında azalarak bir süre daha devam edeceği uyarısında bulunan Zeki Hasgür, 7.4 büyüklüğündeki bir depremin dalga boyunun da büyük olacağını vurgulayarak, “Bu nedenle güneye, 4 yol ağzı dediğimiz bu bölgeye hızla müdahale lazım, can kaybının artması muhtemel. Enkaz altından kurtarma çalışmalarının hızla devam etmesi lazım. Duvar kağıdı ve lambiri gibi malzemelerle kaplı otel gibi binalarda çatlaklar ve oluşan hasarlar görünmeyeceği için bu binaların boşaltılması gerekir. AFAD geçmiş yıllara göre daha iyi örgütlenmiş görünüyor. Kızılay ve AFAD’ın kış şartları için uygun acil destek ve yardımları devreye alması hayati önem taşıyor” şeklinde konuştu.
“Yerleşim yerleri, fay hatlarının üstünde”
Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi de yaptığı açıklamada, yerleşim yerlerinin maalesef fay hatları üstünde kurulu olduğunu, bunun da can ve mal kaybının büyük olmasına neden olduğunu belirtti. Doç. Dr. Sepanta Naimi, eski bina stoğunun depreme dayanıklı olmadığının altını çizerek, “Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırma Merkezi (USGS) verilerine göre 7,8 büyüklüğündeki (AFAD 7,4) Kahramanmaraş merkezli depremin hiç hasar vermemesi imkansız ancak gelen görüntülere göre de bazı binalar tamamen yıkılırken yandaki binaların sadece hasarla atlatması ve ayakta durması yine de bizim eski bina stoğumuz (eski yönetmeliğe göre özellikle yapılan binalar) depreme dayanaksız olduğunu bir kere daha gösteriyor. Bu tarz binaların acilen depreme karşı güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi gerekir. Velhasıl, yerleşim yerlerinin de direk fayın üzerinde yapılması ve kentlerin oluşumunda bu konuya dikkat edilmemesi de bugün felaketin habercisiydi. Öte yandan servis binaları (Hastaneler, okullar, itfaiyeler, vb.) bu durumlarda ayakta kalmalı ve hizmet durumunda olmalı onun içinde bu tarz binalarda kesinlikle deprem izolatörlerden faydalanmalıdır. Yeni yapılan hastaneler buna sahip ancak her zaman bahsettiğimiz gibi en büyük meselemiz eski yapı stoğumuzdur. Unutmayalım bugün ki deprem ilk değil son da değil bugün Kahramanmaraş’ta yarın da İstanbul olabilir” dedi.