Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 'Terör en büyük zararı Doğu'ya, Güneydoğu'ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tuzla'da düzenlenen Doğu ve Güneydoğu STK ve Kanaat Önderleri Buluşması'nda yaptığı konuşmada, 'Terör en büyük zararı Doğu'ya, Güneydoğu'ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi. Hangi mezhepten olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun en büyük zararı Doğu, Güneydoğu'da yaşayan insanımız çekti. Şimdi tersine huzur ortamı da en büyük faydayı Doğu'ya, Güneydoğu'ya veriyor' dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 'Terör en büyük zararı Doğu'ya, Güneydoğu'ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tuzla’da düzenlenen Doğu ve Güneydoğu STK ve Kanaat Önderleri Buluşması’nda yaptığı konuşmada, “Terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi. Hangi mezhepten olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun en büyük zararı Doğu, Güneydoğu’da yaşayan insanımız çekti. Şimdi tersine huzur ortamı da en büyük faydayı Doğu’ya, Güneydoğu’ya veriyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı ve Kültür Merkezinde düzenlenen Doğu ve Güneydoğu STK ve Kanaat Önderleri Buluşması’na katıldı. STK temsilcileri ve vatandaşların da katıldığı törende Yılmaz’ın yanı sıra AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı da konuşma gerçekleştirdi.

"Terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi"

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Yıllar yılı bir terör belasıyla uğraştık. Şu anda çok şükür huzur içinde bir bölgemiz var. Daha geçen hafta Bingöl, Tunceli, Elazığ, Malatya, Van, Hakkari ve çeşitli illeri dolaştık. Önümüzdeki günlerde de inşallah Muş’a, Bitlis’e, Ağrı’ya, Diyarbakır’a gideceğim. Rahat bir şekilde dolaşıyoruz, vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Hep söylüyorum, terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi. Hangi mezhepten olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun en büyük zararı Doğu, Güneydoğu’da yaşayan insanımız çekti. Şimdi tersine huzur ortamı da en büyük faydayı Doğu’ya, Güneydoğu’ya veriyor. Bazen söylüyorum ben, Türkiye ekonomisi dünyadan hızlı büyüyor ama Doğu, Güneydoğu’nun ekonomisi de inşallah Türkiye ortalamasının üstünde büyüyecek çünkü uzun yıllardır kullanılmamış bir potansiyel harekete geçiyor" ifadelerini kullandı.

“AK Parti 85 milyonun partisi olduğu gibi Kurmançilerin, Zazaların partisi de AK Parti’dir”

Yılmaz, "Bizim de AK Parti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında başından itibaren bir şiarımız oldu; ’Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız.’ dedik, başından beri bunu söyledik. Doğu’ya, Güneydoğu’ya tarihinde hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yaptık, hizmet yaptık. Kale oradaysa arşın burada, geçmişe bakılabilir. Yine eksiklikler var mı? Elbette var. Mükemmellik Cenabı Allah’a mahsus. Mutlaka eksiklerimiz var, yanlışlar var. Onlara bir şey diyemem ama şunu yaptık, bir taraftan çok uzun yıllardır birikmiş ihmalleri karşıladık bir taraftan da bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Doğu’da, Güneydoğu’da yaptığımız iki kat zor bir işti. Hem geçmişin ihmallerini kapatmaya çalıştık hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştık. Büyük oranda da başardığımıza inanıyoruz, inşallah daha da iyiye gidecek. Sadece yatırımlarla, fiziki hizmetlerle kalmadık, tapuları da yıktık. Son 20 yılda demokrasi anlamında temel hak ve hürriyetler anlamında. Çok büyük adımlar attık gerçekten. Cumhurbaşkanımız, Başbakanken çeşitli görevlerdeyken bu konuda büyük riskler alarak büyük muhalefetlere rağmen ben bu meselelere bakacağım dedi ve gerekli adımları attı. Birileri Zaza seçmeni, Kurmançi seçmeni, Kürt seçmeni sanki tekelinde gibi görüyor. Biz ona hiçbir şekilde katılmıyoruz. AK Parti 85 milyonun partisi olduğu gibi Kurmançilerin, Zazaların partisi de AK Parti’dir. Hiç kimse Kürtlerin tek temsilcisiymiş gibi dolaşmasın. Herkes kimden ne kadar oy alıyorsa onları temsil ediyor. Hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun, hangi meşrepten olursa olsun bütün vatandaşlarımız bizim gözümüzde birdir, azizdir ve onlara hizmetkar olmak bizim için şereftir. Hiçbir zaman bir ırka dayalı bir anlayış değildir, geniş bir anlayıştır. Değerlerde ortaklığa, tarihi birlikteliğe, tecrübeye, kader birliğine, ortak bir gelecek tasavvuruna dayalı bir anlayıştır. Böyle olmaya da devam edecek inşallah ve biz bu milletin ferdi olmaktan iftihar ediyoruz. Bir taraftan da demokrasi, hukuk devleti içinde, eşit vatandaşlık temelinde yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın" ifadesini kullandı.

Yılmaz, önceki günlerde Pençe Kilit Harekatı Bölgesi’nde şehit olan Tabip Teğmen Hulusi Elçi’nin Bingöl’deki cenaze törenine katıldığını söyleyerek, tüm şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Demokratik bir ortamda her konunun tartışılabileceğini belirten Yılmaz, "Bizim Kürt vatandaşlarımızla konuşmak, onların sorunlarını öğrenmek, dinlemek, ilgilenmek için başka aracılara da ihtiyacımız yok kimse kusura bakmasın. Alevi vatandaşlarımız için de aynı şekilde, bizim başka aracılara ihtiyacımız yok. Biz vatandaşımızla zaten konuşuruz, sorunları varsa dinleriz, elimizden gelen tüm gayretle de sorunları aşmaya, çözmeye çalışırız. Bundan sonra da aynı anlayış içinde olacağız ama birilerinin ideolojik birtakım saplantılarıyla, toplumu huzursuz eden yaklaşımlarıyla da hiçbir şekilde anlaşmamız mümkün değil" dedi.

“Murat Bey, yapar mı? Yapar”

31 Mart seçimleri ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Esas mesele nedir yerel seçimde? İlçemizin, ilimizin mahalli, müşterek hizmetleri. Bunu kim daha iyi yapar? Kim daha iyi sağlar? Esas sorumuz bu. Adaylar var, partiler var. Vatandaş olarak bizim sormamız gereken: ’Kim bana daha güzel bir yaşam ortamı sağlar? Kim daha güzel bir iş ortamı, yatırım ortamı sağlar?’ Bunu sorarak, buna vereceğimiz cevap, en isabetli tercihi yapmamızı sağlayacaktır, diye inanıyorum. Biz AK Parti olarak ve Cumhur İttifakı olarak hep şunu savunuyoruz, eser ve hizmet siyaseti diyoruz. Boş laflarla, polemiklerle, çatışmalarla, kavgalarla, şovlarla bu millete vereceğimiz bir şey yok. Bizim bu millete çalışarak, ter dökerek, sorunlarını çözerek hizmet etmemiz lazım. Buna biz gerçek belediyecilik diyoruz. Şimdi bir anlayış var. Ne diyor? Belediyeyi nasıl görüyor? Şan, şöhret yeri olarak. Kendi reklamını yaptığı, polemiklerle gündem olmaya çalıştığı bir makam olarak görenler var. Bunlar gerçek belediyecilik yapamazlar. İdeolojik saplantıları için belediyeyi kullanmaya çalışanlar da var. Bunlar da gerçek belediyecilik yapamaz. Belediyeyi başka yerlere atlamanın bir aracı olarak görürler ancak, başka bir takım hedeflere hizmet edecek bir enstrüman olarak görürler belediyeyi, halka hizmet edecek bir kurum olarak değil. Böyle yapanlar, bu zihniyette olanların kaynakları verimli kullanması da mümkün değil, bunlar kaynakları yatırım için kullanmazlar halka hizmet için kullanmazlar, başka işlere harcarlar. Murat Bey ne diyor, ’Sadece İstanbul’, ’Yeniden İstanbul’u farklı bir yere taşıyacağız.’ Birçok projesi var ama bana göre bu iki konu çok çok önemli, İstanbul’u afetlere hazırlamak, afet gerçekleşmeden riskleri ortadan kaldırmak böylece insanımızın can güvenliğini, mal güvenliğini sağlamak. Bu ekonomik anlamda da çok önemli. Deprem öncesi yaptığınız bir liralık harcama deprem sonrası yedi liralık harcamaya denk geliyor. ’Yüz binlerce konutu dönüştüreceğim.’ diyor Murat Bey, yapar mı? Yapar. Nereden biliyoruz yapacağını? Yaptı çünkü, deprem bölgesinde 180 bin konut ihale etti, daha önce yaptıkları ortada" ifadelerini kullandı.

Başkan Şadi Yazıcı ise, “Tuzla’da beraber çok programda bulunduk çok iş yaptık. 3 dönemdir 550 projeyle, yeni hayalimiz olan 68 yeni proje ile Tuzla’mızı getirdiğimiz noktadan daha iyi noktaya götürmek için, 2029’a götürme konusunda emaneti istemek üzere halkımızın önüne çıktık. İnşallah bu emaneti en iyi şekilde taşımak ve hukukun ve kanunların önünde, daha sonra Allah’ın önünde, ümmetin ve halkın olan bu makamı en iyi şekilde taşıyarak en üst noktaya elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Tuzla’da ilçe belediyesi ve ilgili kurumlar marifetiyle son 10 yılda 25 bin konutun dönüştürüldüğünden bahseden Kabaktepe, “10 yılda 25 bin. Tuzla’nın bütçesinin yüz katı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi 9 bin konut dönüştürdüğünü söylüyor. Vatandaşlarımızdan istirhamımız şu, çocuklarımıza yıl sonunda karne veriyorlar ya, belediye başkanlarımızın da dersleri var. Burada baktığımızda Tuzla’da yüz katı az bütçeyle 5 yılda 10 bin konut yapan yerel yönetim anlayışı var, diğer tarafta 5 yılda sadece 9 bin konut dönüştürdüğünü söyleyen bir İBB yönetimi var. Bunu vatandaşlarımızın, siz değerli hemşehrilerimizin değerlendireceğini düşünüyorum” diye konuştu.