CHP Genel Başkan Yardımcısı'ndan Ergenekon tutuklularına ziyaret
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Ergenekon davasında tutuklanan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon'u ziyaret etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Ergenekon davasında tutuklanan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon’u Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Tezcan 5 Ağustos’ta açıklanan kararı değerlendirdi. Tezcan, “5 Ağustos’taki kararlar sonuç olarak başından bu yana hukuksuz olarak devam eden bir süreç olmasına rağmen karar açıklanınca hepimiz kararın sonuçları itibarıyla üzüldük. Özellikle Balbay ve Tuncay Özkan’ın aldıkları cezalara baktığımızda kişisel verileri kaydetmek, devlete ait gizli bilgilerini kaydetmekten ceza alıyorlar. Tuncay Özkan aynı zamanda bu bilgiler nedeniyle darbe suçundan müebbet hapis cezası alıyor. Bunlar çok ağır cezalar, sanıkların beraat etmesi gerekirken, bu cezaları almış olmaları gerçekten vicdanları kanatan bir durum. Mustafa Balbay ceza aldığı konuları daha önce kitaplarında yazmış, tamamı gazetecilik faaliyeti, gazetecilik faaliyetinden örgüt üyesiymiş gibi hüküm giymiş olmalarını kabul etmiyorlar. Eğer bu eylemlerle bir kişi ceza alacaksa bugün Türkiye’de bütün gazetecilerin ceza almaları gerekir diyorlar. Gizli belge dedikleri belgelerin ne olduğu sanıklara verilmiyor. Müebbet hapis cezası veriyorsunuz, 30 yıl hapis cezası veriyorsunuz, seni topladığın belgeler nedeniyle cezalandırdım diyorsunuz ama bu belgeleri bana ver savunma yapacağım dediklerinde ‘hayır belgeler devletin gizli belgesi size veremem bunu’ diyorlar” diye konuştu.
Hurşit Tolon’un STK’ların toplantılarına katıldığı için kendisine ceza verildiğini söylediğini anlatan Tezcan, “Hurşit Tolon gözaltına alındığında 129 CD’ye el konuluyor. Bu 129 CD’den 111 tanesi iade ediliyor. Bunu çıkardığınızda 18 tane CD’nin devletin elinde olması gerekiyor. 21 tane CD’nin fotoğrafını çekip veriyorlar. 3 tane CD ilave edilmiş, resmi soruşturma kayıtlarında 18 CD olması gerekirken 3 tane CD ilave edilmiş, bu CD’ler hiçbir arama kaydında yok ama müebbet hapis cezasına çaptırılan bilgiler bu CD de, delillerin bu CD de olduğu iddia ediliyor. Hurşit Tolon diyor ki ‘Bende bulmadıkları sahte CD ile beni müebbet hapse mahkum ettiler. Bu Çuval geçirilmesine karşı Amerika’da protesto edip Türkiye’ye dönmemin intikamıdır’ diyor ve ekliyor ‘Ayakta ölmeye ant içtim, diz çökerek ölmeyeceğim’ diyor” şeklinde konuştu.
İlker Başbuğ ile de konuştuğunu ifade eden Bülent Tezcan, “Özellikle üzerinde durduğu konu şudur. ‘Ben TSK’nın başında komutan olarak Genelkurmay Başkanı olarak sadece ben değil bütün komuta karargahım yargılanmıştır’ diyor. Bu kararla tüm TSK bir suç örgütü gibi gösterilmiştir, bir terör örgütü gibi gösterilmiştir. Beni atayan Başbakana ve Cumhurbaşkanına sesleniyorum diyor. Ben eğer böyle bir suç örgütünün başındaysam ortada devlet yoktur demektir. Beni atayanların siyasi sorumluluğu ne olacak diyor” diye konuştu.
İlker Başbuğ’un kararın açıklandığı anda yaşanan bir anısını da kendisiyle paylaştığını ifade eden Tezcan, “Karar açıklandı ben orada kararı dinlerken yanıma salondaki görevli olan Uzman Çavuşlar yanına gelerek gözleri dolu dolu ve boğazları düğümlenerek demişler ki ‘komutanım sağlığınıza dikkat edin’ demişler, en çok bundan etkilendim diyor. Bana verilen cezadan değil, o askerlerin bana gösterdikleri saygı TSK’ye bu saygı bütün o karara rağmen itibarsızlaştırma çabasına rağmen o üniformaların şerefini taşıyan o uzman çavuşların sözü beni en fazla etkileyen ve duygulandıran buydu’ dedi” şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “5 Ağustos günü çok önemli bir süreç yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanın Sayın Başbakanın ve diğer iktidar çevrelerinin açıklamalarını dinliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı karardan rahatsız olduğunu ve üzüldüğünü söylüyor. Sayın Başbakan 6 ay önce söylediği TSK’nin Genelkurmay Başkanına terörist demeyi tarih affetmez sözünü hala tekrar ettiğini söylüyor, ilginçtir bu. Hepsi üzüldüğünü söylüyor ama şu soruyu sormak istiyorum 5 Ağustos’ta burada yaşanan ve herkesin üzüldüğünü söylediği bu adaletsiz bu hukuksuz sonuç aniden 5 Ağustos’ta ortaya çıkmadı. Bu kararlar birden bire ortaya çıkmadı. 6 yıldan bu yana devam eden soruşturmalar ve 6 yıldan bu yana devam eden Hukuksuz bir yargılama sonucunda buraya gelindi. Bu şu zamana kadar ifadelerin alınmasından arama tutanaklarına kadar yargılama safhasına kadar bu davalar başından itibaren Hukuka ayıkırı bir şekilde yürütüldü. Hak ihlalleri ile yürütüldü. Evrensel hukukun tüm evreleri çiğnendi ve göz göre bu hukuksuz kararın hazırlandığı biliyordu. Şimdi hiç kimse bunları bilmiyormuş gibi davranmasın, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve mecliste çoğunluğu elinde bulunduranlar eğer bu adaletsizlikleri görüyor ise çözüm çok kolaydır. Parlamento olaya el koyar ve bu adaletsizleri ortadan kaldıracak yasal düzenlemeyi yapar ve bitiririz” dedi.