Başbakan Erdoğan: 'Bu montajı beğendin mi ?'
Başbakan Erdoğan Yenikapı'da gerçekleşen mitingde konuşmasına, Necip Fazıl Kısakürek'in Şarkımız şiiri ile başladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın bugün İstanbul'u izlediğini belirterek, "Varsın birileri montaj desin. Bak bu montajı nasıl yaptık güzel mi, beğendin mi?" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı’da düzenlenen İstanbul mitingine katıldı. Kürsüye “dombıra” türküsüyle çıkan Başbakan Erdoğan, 1 milyonu aşan kalabalığı selamladı. Mitingde dev Türk bayrağı açıldı.
AK Parti mitinglerindeki kalabalıklara ilgili “montaj” iddialarına yanıt veren Başbakan Erdoğan, “Dünya bugün İstanbul’u izliyor. Varsın birileri montaj desin. Bak bu montajı nasıl yaptık güzel mi, beğendin mi. Bir montaj da sen yap böyle. Varsın montaj desin, taşıma desin, bilesin ki İstanbul Gazze’nin yetimleri bugün seni izliyor” diye konuştu.
1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olduğunda kimsenin kazanma ihtimali vermediğini anlatan Başbakan Erdoğan, “Kimden aldık belediyeyi CHP’den. Kılıçdaroğlu sen bu işleri anlamazsın. Seni zaten SSK’dan tanıyoruz. Rahşan affı ile kurtardın işi yırttın. SSK hastanelerinde çektiğimiz çileleri biliriz. Az önce Kocaeli’nde yaşlı bir amca illa sahneye dedi. Yaşlı amca ‘iki kere beni hastanede rehin tuttular’ dedi. Belki şu an bu topluluk içerisinde SSK hastanelerinde nice rehin tutulanlar oldu. Böyle bir şey var mı artık. Ümraniye çöplüğünde vahşi depolama vardı o çöplük patladı 39 kişiye orası mezar oldu. Geziciler bunu bilmeyebilir. Çevreci ha ne çevrecisi. 39 kişi orada öldü. CHP’li belediye vardı. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi vardı. Bunun hesabını soran oldu mu. Nerede o medya. Yandaş medya nerede” şeklinde konuştu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk klasörleri önünde verdiği pozu hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Böyle şeylerin olacağını da zannetmiyorlardı o zaman. Baykal genel başkanı o da klasör önünde poz veriyor. Şu an İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkan adayının klasörü. Onu partiden ihraç ettiler. İhraç ettikleri kişiyi şimdi İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yaptılar. Ben söylemiyorum klasörü sen hazırladın şimdi o adamı ihraç ettiğiniz halde İstanbul’a aday yapıyorsun. Malzeme yok ellerinde kimi koysunlar. Bunlar felç olmuş felç. Ne yapacaklarının farkında değiller. Ama biz gümbür gümbür geldik” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, “30 Mart'ta bu telefonları dinleyenler var ya, Pensilvanya var ya en önemli dersi ona vereceğiz. Bunların dershanelerine gidenler varsa yavrularınızı lütfen oralardan alın. Milli Eğitim Bakanlığı olarak hafta sonlarında takviye kurslarını biz ücretsiz vereceğiz. Yıllarca bunlar bizi sömürdüler. Ama sülük faziletli, sülük zararlı kanı emer. Bunlar bizim helalimizi yediler. Sadaka dediler, zekat dediler, kurbanlık dediler yediler. Benim sevgili Peygamberime kendi televizyonunda miraçtan iniyor peygamberimizi kamyonete bindiriyor. Bu senaryoları da o onaylıyor biliyor musunuz. Sen hoca mısın senarist misin. Nesin. Merhum Savaş Ay söyleşi yapıyor. ‘Hiç oy kullandınız mı’ ‘1 kere kullandım’ diyor. ‘Bundan sonra Hz. Cebrail parti kursa ona bile oy vermem’ Meleklere iman var sen nasıl söylersin bu lafı. Bizde bir laf var teşbih hata kabul etmez diye. Benzetmeyi yaparken doğru yapacaksın. Yanlış benzetme olmaz. Bunun yaptığı benzetme rezalet. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Şu başörtülü kızlarımızın üniversiteye giderken başlarını açmaları noktasında fetva veriyor beyefendi. Çünkü 28 Şubatçılar bunu istediler. Ya sen nasıl hocasın. Akşam başka sabah başka. 5 ay önce duadan bahsediyor, 5 ay sonra aynı cümlelerle bedduadan bahsediyor. Müslüman Müslümana beddua eder mi. Biz bir rahmet peygamberinin varisleriyiz. Biz gazapla emredilmedik, rahmetle emredildik. Şimdi imam hatiplerin orta kısımlarını kapatanlar belli, meslek liselerinin orta kısımlarını kapatanlar belli. Üniversiteye başörtülü kızlarımızın girişini engelleyenler belli. Kat sayı engelini koyanlar belli. Ne oldu. Kalktı mı. Engel var mı. Ey Pensilvanya daha ne istiyordun. Üniversite dedin üniversite verdik. 17 üniversiteye müsaade verdik. Dünyanın değişik yerlerinde okulları ziyaret etmenizi istediniz de biz oralar gidiyor size referans oluyorduk ne istiyordun bizden. Unutmayın kişi sevdikleri ile birlikte haşrolunacaktır. Sen Bahçeli ile Kılıçdaroğlu ile hasrolunacaksınız. Biz işte bu meydandakilerle haşrolunacağız. Biz vatan yolundayız, millet yolundayız, samimiyetle bunu devam ettiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Faşizan bir yapı ile mücadele ettiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, “Türkiye yapısını demokrasi dışı yollarla dizayn etmek isteyenlere fırsat yok. Meydanlarda kin, nefret, öfke, ayrımcılık diliyle konuşmak yok. Kin nefret yok. Benim meselem milletimin hak meselesidir, milletimin hukuk meselesidir. Biz hukuku çiğnemek isteyenlere karşı dik duruyoruz, yargı darbesini yapmak isteyenlere karış dik duruyoruz. Milli iradenin çalınmasına karşı dimdik duruyoruz” değerlendirmesine bulundu.
Konuşmasında CHP ve MHP seçmenlerine de seslenen Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
“Siyaset birinci parti olmak için yapılır. Hep böyle arkadan mı geleceksiniz. Hep birinci olmayacak da arkadan nal mı toplayacaksınız. Kılıçdaroğlu çıkıyor Bursa’da bir televizyonda konuşuyor. ‘Eğer yüzde 40 altında oy olursam istifa edeceğim’ diyor. Yüzde 26 aldı. Yine bırakamadı. Bahçeli zaten oraya hiç yanaşmıyor. Kendine göre bir hesap uydurmuş ‘yüzde 51 alamazsan çekil’ diyor. Yüzde 51 iktidar olmanın şartı değil birinci parti iktidar olmanın şartıdır. Daha siyaseti öğrenemedin yahu”.
“Faiz lobisi, vaiz lobisi mafya çalışıyor yine çökertemiyorlar” diyen Başbakan Erdoğan, milletin dualarıyla ayakla olduklarını kaydetti.
Türkiye’de asla ayrımcılık olmayacağını savunan Başbakan Erdoğan, “Parası olanın gücü olanın iktidar sürdüğü bir ülke olmayacak Türkiye. Elinde gazetesi televizyon olanların, mafyanın, cuntanın hakimiyeti artık sona ermiştir” dedi.
Türkiye’de sandığa karşı çıkanların bulunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkede sandığa rıza göstermemenin tek bir anlamı vardır o da darbedir. Bugün de AK Parti’yi alt edemeyeceklerini anlayanlar sandığı küçümsemeye çalışıyorlar. Bölücü terör örgütünün yaptığı gibi. Sandığı küçümsemek demokratik bir muhalefet tarzı değildir. Bunların milletin iradesi ile milletin kutsal değerleri ile sorunları var. Sandığa saldırmaları, değersizleştirmeye çalışmaları bu yüzden. Türkiye normalleştikçe, vesayetin gölgesi kalktıkça bunların sandığa karış alerjileri arttı. Sandıktan ümitlerini kestikçe şirretleşiyorlar. Kalplerinde 27 Mayıs özlemi ile yaşıyorlar. Yine milletin önünü kesmeye çalışıyorlar. Ama başaramayacaklar. Meşru iktidarı sokakta devirmenin hesaplarını yapıyorlar. Sokak şiddetini demokratik protesto hakkı diye yutturmaya çalışıyorlar. Sizin hakkınızı, hukukunuzu korumakta en ufak bir tereddüt göstermedik. Bu demokrasi düşmanlığına, seçkinlik duygusundan ötürü bu kibre geçit vermeyeceğiz”.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: “BUNLAR CUMHURBAŞKANINI DİNLİYOR, CUMHURBAŞKANIMIZIN KANAATİ FARLI OLABİLİR"
Yenikapı’da düzenlenen İstanbul mitinginde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın dinlendiğini, kendisinin evinde bile rahat konuşamadığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, mitinte CHP’yi eleştirdi. “CHP eski Türkiye’yi getirecekmiş” diyen Başbakan Erdoğan, “Şu kafaya bak. Ne var eski İstanbul’da çöp vardı, hava kirliliği vardı. Modern bir İstanbul’a bu yakışıyor muydu. Artık yeni İstanbul var. Bizim gücümüz sizin gücünüzdür. Siz istemedikçe içteki ve dıştaki hiçbir güç odağının git demesiyle gitmeyeceğiz. Size boynumuz kıldan incedir. Sizin dışınızda bir gücün esiri olmadık olmayacağız” dedi.
Konuşmasında 17 Aralık operasyonuna değinen Başbakan Erdoğan, “17 Aralık’ta yolsuzluk ve rüşvet iftirası altında bizden ziyade Türkiye’ye ağır bir saldırı düzenlendiler. İnanın bu saldırılarda en küçük bir mertlik, dürüstlük yok. Bu saldırılarda ahlakın kırıntısı yok. Önlerine ne gelirse ahlaksızca, hayasızca saldırıyorlar. Kutsal değerlere saldırıyorlar. Kardeşliğimize, çözüm sürecine saldırıyorlar. Evlerinde yurtların Pensilvanya beddua seansları yapıyor. Bu seanslarda bana beddua ediyorlar. Varsınlar etsinler. Hiç önemli değil. Bumerang gibi onları bulur. Şimdi geçenlerde ‘o uzun bize çok hainlik etti’ diyor. Ya sen nasıl bir hoca efendisin. Sen bu noktada eğer dürüstsen 1999’da niye kaçıp gittin. 15 yıldır kaçaksın. Uydurma bir pasaportla kaçtın gittin. İlkokul mezunu ve öbür taraftan da maalesef hak etmediği halde bir pasaportla kaçış. Diyorlar ki inzivaya çekiliyor. Erzurum’da Ankara’da niye çekilmedin. Mekke’de, Medine’de niye çekilmedin. Pensilvanya’da ne işin var” diye konuştu.
Twitter’ın kapatılması konusundaki eleştirileri de yanıtlayan Başbakan Erdoğan, “Twitter yargının aldığı kararlar nedeniyle TİB tarafından erişime kapatıldı. Yargının aldığı kararlar nedir. Bir vatandaşımız bir hanım kardeşimize ilgili alçakla twitler atılıyor. Onun dışında sahte hesaplar üzerinden bazı şahısları kişilik haklarına yoğun saldırılarda bulunuluyor. Özel hayatın korunması diye bir olay var. Bu şahıslar mahkemeye başvuruyor. Mahkeme bunların kaldırılması hakkında hüküm veriyor. Bu hükmü TİB’e bildiriyor. TİB twitter’a diyor ki ‘Böyle şikayetler var bunu kaldır’ diyor. Twitter bunu önemsemiyor konu bana geliyor. Ben de diyorum ki kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz ‘Ne gerekiyorsa bunu yapın’ diyorum. Twitter ABD anayasasına uyuyor, İngiltere kurallarına uyuyor, Almanya’nın Çin’in kurallarına uyuyor ama mesele Ukrayna olunca, Türkiye olunca, Mısır olunca twitter özgürlükten bahsediyor. Belirli ülkelerde twitter işbirliği yapıyor ama belli ülkelere gelince kanunları çiğniyor. Hiç kusura bakmasın biz 3. Dünya ülkesi değiliz. Facebok da youtube da yasalara saygı göstermek zorunda. Amerika’da, İngiltere’de nasıl mahkeme kararlarını uyguluyorsa Türkiye’de de uygulamak zorunda. Buralarda gazi Mustafa Kemal’e ağır hakaretler ediliyor buna özgürlük mü diyeceğiz. Aile hayatına kişilik haklarına ağır saldırılar var. Buna özgürlük deyip geçecek miyiz. Twitter, facebook, youtube anlaştığı ülkelerde buna neden özgürlük demiyor. ABD Başkanının gizli televizyon görüşmeleri yayınlansa bu twitter, bu facebok buna özgürlük diyecek mi. Türkiye’ye gelince mi özgürlük akıllarına geliyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti üzerinde asla ameliyat yaptırmayız Twitter gelir Türkiye Cumhuriyeti mahkeme kararlarına uyacağını söyler gereğini yaparız. Burası muz cumhuriyeti değil Türkiye Cumhuriyetidir. Türkiye Cumhuriyeti bu planlı saldırılar karşısında boynunu eğmez” şeklinde konuştu.
Yasadışı dinlemelerle mücadelelerini sürdüreceklerini ifade eden Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunlar Cumhurbaşkanını dinliyor. Cumhurbaşkanımızın kanaati farlı olabilir. Beni dinleyecek, genelkurmay başkanını dinleyecek, tüm insanları dinleyecek yok öyle bir şey. Bunlar ahlaksız, sahtekar. Ben artık evimde bile rahat rahat konuşamıyorsan başbakan olarak telefonla konuşamıyorsam, ailemle konuşamıyorsam kimse kalkıp da bu montaj, dublaj, şeylere itibar etmek suretiyle bu ülkede başbakanını yargılayamaz. Böyle bir hakları olmadığı halde bizi dinliyorlar. Şu medya açık söylüyorum başta Doğan grubu olmak üzere Ciner grubu olmak üzere utanmadan sıkılmadan kalkıp şu anda bu olaylarda bize karşı yapılan bu haksızlıkları hala savunur durumdalar. Bu ülkenin başbakanına bu hakaretler yapılırken, bu ahlaki olmayan saldırılar yapılırken nasıl bunu savunuyorsunuz. Çünkü Pensilvanya’nın onlarla ilgili kasetleri de var. Şantaj var onlarla ilgili şantaj. Yeri geldiğinde onu da açıkların diyorlar. Geçenlerde bir tane açıklandı. Korkuyorlar daha ne var. Çünkü bataklığa batmışlar Bundan çekiniyorlar. Kendi devletine güvenmiyor ama kalkıyor onlara güveniyor. Biz de gereken neyse bunu yaparız. Öyle tweet falan anlamam bu işlerdir. Twitter, Youtube, Facebook dürüst davranacaksa her türlü desteği veririz”.
Erdoğan yeni kasetlerin de çıkabileceğini söyleyerek, “Şimdi 25 Mart’ta şu çıkacak falan diyorlar. Ne çıkarıyorsanız çıkarın, hangi iftirayı atarsanız atın bu tehditleri, bu şantajların, bu alçaklığınızın altında ezilip gideceksiniz. Şimdiden 30 Mart akşamı hangi yalanları söyleyeceklerini konuşuyorlar. Çünkü neticeyi görüyorlar. Prova içindeler. Çamur atmanın provasını yapıyorlar. Senaryolar yazıyorlar . Tabii büyük senaristleri var Pensilvanya’da. Bunlar kendilerini ne zannediyor. Biz iftira atınca milletin oy vereceğini mi zannediyorlar. Bu oyunu 30 Mart akşamı bozuyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de bir kesimin çözüm sürecini de baltalamaya çalıştığını anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bu Pensilvanya ve onun yandaşı medya var. Güçleri ile çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorlar. Oslo’da süreci bozmaya çalıştılar. Mit müsteşarımı tutuklayıp süreci bozmak istediler. Alçakça manşetler atarak süreci boma mücadelesi yapıyorlar. Trakya’daki kardeşimiz gözünden bile sakındığı 20 yaşındaki evladı şehit olmuş bunları umurunda mı. Mavi Marmara vuruluyor. Pensilvanya’nın gözünde yaş yok. Tam aksine o başkalarının yanında yer alıyor. Çocuklar öksüz kalmış, yuvalar bozulmuş bu Aydın Doğan’ın Pensilvayna’nın umurunda mı. İstanbul’da öldürülen Burak yavrumuz bunların umurunda değil. Bunlar mezarlık soyguncusu. Bunların gözyaşları timsah gözyaşı. İnanın o iki gence de zerre kadar üzülmediler. Eğer üzülselerdi gencecik ölmüş bir çocuktan istismar malzemesi çıkarmazlardı. DHKP-C elemanı olarak onu kullanmazlardı. İstanbul bunları çok iyi tanıyor. 30 Mart işte bu vampirlerin, bu faiz kan ve çatışma lobilerinin yenileceği tarih olacak”
İstanbul’da iki aday olduğunu söyleye Başbakan Erdoğan, “Biri Pensilvanya’nın diğerleri ile ortaklaşa çıkardığı aday. Bu İstanbul’daki aday elinden geldiğince dindar görünmeye çalışıyor. Yapabildiği kadar din istismarı yapıyor ama eline yüzüne bulaştırıyor. İstanbul bir gazeteye röportaj vermiş. Hangi gazete biliyor musunuz. Pensilvanya’nın yayın organı olan gazete var ya. Röpörtajı yapan CHP adayı ile dalga geçiyor tabii geçmişte olmuş röportaj. İstanbul adayı ‘Hac ziyaretine katıldım’ diyor. Muhabir, ‘O ziyarette her şeyi yaptınız ama Arafat’ta vakfeye varacağınız zaman kayboldunuz’ İstanbul adayı ‘hiç öyle bir şey yok’ diyor. Muhabir ısrar ediyor ‘Evet kayboldunuz kaçtınız. Aday kabul ediyor ‘Evet hacı olmak istemedim. Hacı olduğunuz zaman yapmamanız gereken metruk olan olaylar var’ diyor. Gazeteci düzeltiyor ‘mekruh’ diyor. ‘Ben siyasetin mor ineğiyim’ diyor. Pensilvanya da buna sağılacak inek gözüyle bakıyor. Önüne gelene yumruk savuruyor, boksör olacakmış, siyasete atılmış. Sonu belli siyasi nakavt. Biliyorsunuz CHP’de Genel Başkan olmak için seçim kaybetmek gerekiyor. Şimdiki Genel Müdür İstanbul seçimini kaybetti, CHP'nin başına geçti. İstanbul’daki aday seçimi kaybedince herhalde bunu da Kılıçdaroğlu’nun yerine getrirler. Bunlarda kaybedince hesap vermek yok” ifadelerini kullandı.
Yenikapı Meydanı’nın 2 milyonluk bir kalabalığı gördüğünü söyleyen Erdoğan, bir dahaki mitingi ise Maltepe’de yapılacak miting alanında 3 milyon kişiyle yapacaklarını belirtti.