Yenidoğan çetesi mağduru olduğunu iddia eden anne isyan etti
Yenidoğan çetesinin çökertilmesinin ardından mağdur olan ve yaşanan süreçten şüphelenen aile sayısına gün geçtikçe yenisi ekleniyor. Olayda adı geçen Medilife Hastanesi'nde 4 buçuk yıl önce bebekleri sorunsuz doğduğu söylenen ve saatler sonra 21 günlük yoğun bakıma alınan aile, Serepnal Palsi teşhisi konulan çocukları için şikayete hazırlanıyor. Acılı anne Nurdan Yalçın, ilk günden beri akıllarında soru işareti olduğunu ifade etti.
Yenidoğan çetesinin çökertilmesinin ardından mağdur olan ve yaşanan süreçten şüphelenen aile sayısına gün geçtikçe yenisi ekleniyor. Olayda adı geçen Medilife Hastanesi'nde 4 buçuk yıl önce bebekleri sorunsuz doğduğu söylenen ve saatler sonra 21 günlük yoğun bakıma alınan aile, "Serepnal Palsi" teşhisi konulan çocukları için şikayete hazırlanıyor. Acılı anne Nurdan Yalçın, ilk günden beri akıllarında soru işareti olduğunu ifade etti.
Yenidoğan çetesinin çökertilmesinin ardından adı geçen hastanelerde çocuğu doğup mağdur olan ailelerin sayısı artış gösterdi. İstanbul Büyükçekmece'de yaşayan Yalçın ailesinin, 4yıl önce Beylikdüzü Özel Medilife Hastanesi'nde sağlıklı bir şekilde doğan ve doğumundan saatler sonra annesinin yanından yoğun bakıma alındı. Aile, 2020 yılında Covid salgını zamanı gerçekleşen doğumdan 10 saat sonra Medilife'ta yeni doğan yoğun bakımına alınan ve günlerce çocuklarını göremediklerini, bu süreçte ise birkaç kez sebebi bilinmeyen şekilde çocuklarına MR çekilip radyasyona da maruz bırakıldığını belirtti. Aile gerekli raporlarını aldıktan sonra ise konuyla ilgili savcılığa giderek şikayetçi olacaklarını belirtti.
“Çocuk doktoru kontrol edip bir sıkıntı yok dedi”
Yaşanan süreci anlatan anne Nurdan Yalçın, doğum zamanına kadar hiçbir sorun olmadığını çocuğunun tam gününde doğduğunu ifade ederek, “Son günlere kadar kontrollerimizi yaptırdık gidip geliyorduk. Son günlerde normal doğum için bekledik ama normal doğum gerçekleşmedi. Suni sancı verildikten 1 saat sonra bebeğin kalp atışları yavaşladığı için normal doğum olmayacağını söylediler. Orada da sıkıntı oldu. Beni tamamen bayıltacaklarını zannederken ameliyathaneye girdiğimde yarım anestezi verildi. Bana iğneyi yapan kişi de ‘kıpırdama, sakat kalırsın' gibi şeyler söyledi. Sonra beni odaya aldılar kısa süre sonra Eylül yanıma geldi. Beslemeye çalıştık, beslenme sıkıntısı olduğunu kan şekerinin düştüğünü söylediler. Sonrasında bu problemler devam etti. Akşam 19.15'te doğdu, sonrasında geceye doğru biz Eylül'ün tırnaklarında morarmalar fark etti. Bunu hemşireye söylediğimizde ‘üşümüştür eldiven takın dendi'. Biz bunu yaptık ama Eylül'ün hareketlerinde bir takım sıkıntılar vardı. Ağlamıyordu mesela. Hemşire de dokunduğunda bir gariplik vardı. Bunu onların fark etmesi lazımdı. Sonra çocuk doktoru geldi. Çocuk doktoru kontrol edip bir sıkıntı yok” dedi.
“Epikriz raporunda suçu bize atmaya çalıştılar”
Bebekleri doğduktan 10 saat sonra bir hemşirenin gelip çocuklarını yoğun bakıma aldıklarını ifade eden Yalçın, “Çocuğu alıp götürdüler. Sonrasında bize 'çocuğunuzun durumu kötü yoğun bakıma aldık' dediler. Biz şok olduk ne yapacağımızı şaşırdık. Sonra doktor geldi bizimle sert bir şekilde konuştu. Anlattı. Epikriz raporunda da yazıyor. Suçu bize atmaya çalıştılar. Anne yanındayken beslenme esnasında akciğerine besin kaçmış gibi şeyler söylediler. 21 gün çocuğum hastanede kaldı. Eylül yoğun bakıma alındıktan 1 gün sonra ve 3'üncü gününde MR çekildi. Neden bir günlük çocuğa çekildi. Orada benim çocuğumu düşürdünüz mü? Bir darbe mi aldı? bunların hiçbirini bilmiyoruz. 21 gün içinde ben kızımı 1 gün gördüm sadece. Bizim gibi bu durumu yaşayan bir sürü insan varmış. Belki de o çete benim kızımı bilerek orada tuttu” diye konuştu.
Yaşanan olaylardan sonra çıkan haberlere hem sevinip hem üzüldüklerini ifade eden Yalçın, “Bugüne kadar biz çocuğumuzun hastane sürecinde bu durumu yaşadığına inandık. Bunu da biliyoruz. Hem sevindim hem üzüldüm. İçimize su serpildi. Sonunda bunlar cezasını çekecekler. Onlar mutlaka cezasını çekecekler dedik. Nasıl bir kafamızı yastığa rahat koymuyorsak, kızımızla beraber acı çekiyorsak onlar da acı çeksinler istedik. Şikayetçi olmak için şu anda evraklarımız raporlarımızı topluyoruz. Davamızı açacağız. CİMER'e de ilk yaşandığında başvurmuştuk. 3 aylıkken epilepsi teşhisi konuldu. 6 aylıkken de yine kapanan hastanelerden birisinde Avcılar Hospital'da MR çektirdik. O da kötü bir doktordu ama susuyorduk ilgilensinler diye” şeklinde konuştu.
Kızı yoğun bakımdayken Medilife Hastanesi Başhekimi ile konuştuklarını söyleyen Yalçın, “Bize dedi ki ‘siz sadece kızınız için dua edin kızınız buradan sağlıklı şekilde çıksın, ondan sonra istediğiniz yasal haklara sahipsiniz'. Yani demek ki bir şeylerin farkındaydı ki bize bunları bu şekilde söyledi. ‘Siz bu durumu evde de yaşamış olabilirsiniz, kızınız bu hale evde de gelmiş olabilirdi' denildi. Ama biz sonuç olarak hastane ortamında burada yaşadık ve sizin gözetimiz altında. Yani dalga geçer gibi konuştular. Bir anne olarak günlerce kızımı bekledik. Hatta onlara yalvardım hem ağrılarım vardı hem de sonuçta kızımı orada bırakıp gelecektim. Pandemi süreci taburcu olmanız gerekiyor dediler. Ertesi gün beni apar topar taburcu ettiler. Kesinlikle ben onların cezasını çekmesini istiyorum. Benim kızıma yaşattıklarını benim kızım gibi bunlara yaşayan herkes için onların cezasını çekmesini istiyorum. Sonuna kadar hak ediyorlar” ifadelerini kullandı.