Savunmayı savunuyorlar
Silivri Adliyesi bugün tarihi önem taşıyan bir davaya daha ev sahipliği yaptı. 1980 darbesinden bu yana ilk kez bir baro başkanı hâkim karşısına sanık olarak çıkartılarak yargılandı.
Duruşma salonun fiziki koşullarının yetersizliği nedeni ile ertelendi. 24 ilin Baro başkanı, T.B.M.M. eski başkanlarından avukat Hüsamettin Cindoruk ve bir çok avukat da katılarak İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve baro yönetimine destek verdi. Davanın fiziki koşulların yetersizliği nedeni ile 12 Ekim Cumartesi gününe ertelenmesine avukatlar 'Yargının geldiği noktanın özeti' yorumunda bulunurken takvim hatası yapıldığı fark edilerek takiben dava tarihinin 10 Ekim 2013 Perşembe gününe ertelendiği açıklandı. Silivri Adliyesi önünde panzer ve çevik kuvvet ekipleri bekletildi. Silivri Adliyesinin 3. Katındaki duruşma salonu önünde de gaz maskeli çevik kuvvet ekibini gören avukatlar duruma itiraz etti. Yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından katta bulundurulan polisler adliye dışına çıkarıldı.
Kocasakal ve avukatlar bu davaya tepkili
Bugün burada nasıl bir yargılanmanın olmadığını anlatmakla başlayalım, bu tarihsel açıdan önemli bir dava. Türkiye'nin nereye geldiğini gösteren önemli bir davadır. Çünkü 12 Eylülden bu yana bir Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu avukatlarına açılan ilk dava. Üstelik tamamen hukuka aykırı, hukuksuz bir biçimde açılan bir dava. Davaya 60'a yakın Baro Başkanı müdafiimiz olarak veklet koydu. Ankara, İzmir, Edirne ve Türkiye'nin her yerinden Baro Başkanları, Avrupa'dan Uluslar arası Baro Başkanları Birliği, Paris, Ren, Fransa Barolar Birliği Başkanı, Adil Yargılama Birliği Başkanları hepsi burada. Yerleşmiş bir hukuksal görev alanı içinde olan Hkimler usulen tarih konusunda avukatlara ve müdafilere tarih sorar, uygun mu diye usulen sorar ve tarih saptar ama biz bugün çok süratli bir şekilde karar verilip tarih ertelemesini anlamış değiliz. Biz 12 Ekim'de Silivri adliyesinde olacağız, bizim ceza almakmış ceza evine girmekmiş bunlardan zerre kadar korkumuz yok. Bu mesleği korumak için, hukukun üstünlüğünü korumak için bedel ödememiz gerekirse öderiz. Bize geçmiş olsun diyorlar, bize neden geçmiş olsun ki onlara geçmiş olsun. Siz benden hukuki olmayan bir süreci hukukla izah etmemi istiyorsunuz bunu yapamazsınız. Öyleyse böyle bir davanın hiç açılmaması gerekirdi. Gideceği yönü bilmeyen gemiye hiçbir rüzgr fayda etmez. Nice'nin güzel bir sözü vardır ''Ben beni duyabilecek kulaklara sesleniyorum'' Bizde bizi duyabilecek kulaklara sesleneceğiz. Burada biz yargılanmıyoruz yargı kendini yargılayacak, ayakta kalan yegne güç avukatlar ve barolar olduğu için bu yüzden İstanbul Barosu ve avukatları hedefte. Bize geri adım attıramazlar. Hukuk devleti yeniden daha iyi bir şekilde tesis edilecektir ve bunun için de biz avukatlar varız' dedi.
Bu dava kabul edilebilir değildir
T.B.M.M. Eski Başkanlarından avukat Hüsamettin Cindoruk da davayı izlemek üzere Silivri Adliyesine geldi. Adliye çıkışında basın açıklaması yapan Cindoruk 'Bu dava ile bir aşama ortaya çıktı. O da nedir? Savunmanın yargılanması hadisesinde bütün avukatlar önemli bir dayanışma içerisindeyiz. Bizim aradığımız Türkiye'de adil yargılamadır. Adil yargılamanın ayaklarından biri olan avukatlara, barolara ve sanıklara uygulanan kısıtlamaları hep beraber reddediyoruz. Silivri cezaevinde bir mahkeme kurulması, mezarlıkta hastane açılmasına benzer. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Dünyada örneği yoktur. Sadece faşist ve Nazi idarelerinde olmuştur. Duruşmanın Ekim ayına ertelenmesi belki de bir umut ışığı olmuştur. Bu arada taraf olduğumuz Cumhuriyet Savcıları ve yargıçlarına görev düşüyor. Avukatlara sanıkların savunmaları ile sınırlamalar yapmaktan vazgeçsinler. Türkiye'de ifade özgürlüğü kadar savunma özgürlüğü de olsun istiyoruz. Meslekte 60. yılıma yaklaştım böylesine daraltılmış bir savunma ve böylesine yargılamaya hedef tutulmuş bir Baro görmedim, duymadım.
Bu davayı açan savcıya da bu davaya tutanak tutan mahkemeye de açıkça üzüntülerimi beyan ediyorum' dedi.
Özgün Deniz Gündüz / SHA