'Erbakan Ve Yeni Bir Dünya'konferansı gerçekleştirildi
Saadet Partisi Silivri İlçe Teşkilatı 30 Mart 2013 tarihinde, Silivri Belediye Kültür Merkezi'nde 'Erbakan ve Yeni Bir Dünya' konulu konferans düzenledi.
Avrupa Mili Görüş Teşkilatları Kurucu Başkanı Hasan Damar'ın konuşmacı olarak katıldığı program, İlçe Teşkilat Başkanı Yalçın Yılmaz'ın sunumunda gerçekleşti.
Emekli imam ve İlçe Eğitim Başkanı Kemal Ersin'in Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda İlçe Başkanı Mahmut Hamdemirci'nin açılış konuşmasında
'Bugün burada, rahmetli Erbakan Hocamızı anmak ve anlamak üzere, 'Erbakan ve Yeni Bir Dünya' programımızı icra etmek üzere toplandık. Öncelikle bizi burada toplayan Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun'dedi
Hamdemirci konuşmasını şöyle sürdürdü 'Merhum Erbakan Hocamızı, düzenlemiş olduğumuz bu programa sığdırabilmek asla mümkün değildir. Cennetmekn Hocamız, Türkiye'nin tarihi misyonunu yeniden inşa edecek, kendi medeniyet değerlerimizi taşıyan 'Milli Görüş Hareketi' ile 20.yüzyıla damgasını vurmuş bir liderdir. 1969 yılında tek başına Milli Görüş Hareketi'ni başlattığında 'Bir çiçekle bahar gelir mi?' diyenlere, 'Evet, bir çiçekle bahar gelmez ancak, her bahar bir çiçekle başlar' yanıtını vermiştir. Bugün Milli Görüş'ün geldiği nokta bu sözün ne kadar isabetli olduğunun kanıtıdır. Namaz dinin direği, cihat ise zirvesidir. Biz siyaset değil, cihat yapıyoruz' diyen Hocamız, basit gerekçelerle dört kez Milli Görüş Partileri kapatıldığı halde mücadelesinden bir an bile geri durmamış, 'Yeniden Büyük Türkiye' ve 'Yeni Bir Dünya'nın tesisi için çalışmıştır.Bütün engellemelere rağmen 1995 seçimlerinde Refah Partisi'ni Türkiye'nin en büyük partisi yaptı ve 1996 yılında Refah-Yol Hükümeti'ni kurarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 54. Başbakanı oldu. Son elli yıldır açık veren bütçeyi 'denk' yaptı, iç sömürüyü önlemek için 'Havuz Sistemi'ni kurdu. Milletimizin refah düzeyini arttırarak, 'Yaşanabilir Bir Türkiye'yi tesis etti. Irkçı Siyonizm'i ve küresel Emperyalizm'i önleyebilmek, tüm mazlum milletlerin haklarını savunmak maksadıyla, 8 İslam ülkesine liderlik ederek D-8 İslam Birliği'ni kurdu.'
'Bugün, bu birliktelik tam manasıyla işlevini sürdürmüş olsaydı, İslam ülkelerindeki meydana gelen menfi hadiselerin hiçbiri olmazdı. Maalesef, İslam ülkelerindeki kan ve gözyaşını dindirecek D-8 İslam Birliği'ne, Erbakan Hocamızın izinden gittiğini söyleyen Ak Parti Hükümeti ilgi göstermemektedir. İsrail bizden özür diledi diyerek zafer havası estirilmekte, ancak İsrail'in özrün arkasındaki gerçek niyeti görülmemektedir. İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi bizim de tasvip ettiğimiz bir olaydır, ancak bu özrün karşılığı, Büyük Ortadoğu Projesi'ni adım adım uygulayarak, Büyük İsrail'i kurmak için İslam ülkelerini savaşa sürüklemek ve yüz binlerce masum Müslüman'ın kanı olamamalıdır. Kaldı ki; 3 yıl sonra gelen özürle ilgili değerlendirmede bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 'Değişen gerçekler, bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizi yeniden ele almamızı gerektirdi. Suriye krizinin sürekli kötüleşmesi en önemli kaygımız' ifadelerine yer vererek gerçek niyetini ortaya koymuştur. Bunun için, Ak Parti iktidarının heyecana kapılarak, zafer havası estirmesi, gerçek niyetin ne olduğunu görmemizi engellemektedir. Projesinde 'İslam Birliği' ve 'İslam Kardeşliği' olmayan iktidarın, ne İslam coğrafyasındaki kan ve gözyaşını, ne de memleketimizdeki terör meselesini önleme imkanı yoktur.'İslam Birliği' ve 'İslam Kardeşliği'ni tesis ederek, İslam coğrafyasındaki kan ve gözyaşını durduracak ve memleketimizdeki terör meselesini bitirecek tek görüş 'Milli Görüş' ve onun temsilcisi Saadet Partisi'dir. Şimdi iş başa düştü. Sorumluluk artık bizim omuzlarımızda. Dünyaya 'Saadet Nizamı' ve 'Adil Düzen'in gelmesi için hep beraber ayağa kalkacağız ve Hocamızın açtığı yolda yürümeye devam edeceğiz'dedi.
İlçe Başkanının konuşmasından sonra, merhum Necmettin Erbakan'ın hayatı ve siyasi mücadelesinin anlatıldığı sinevizyon gösterildi. Programa konuşmacı olarak katılan Avrupa Milli Görüş Teşkilatları Kurucu Başkanı Hasan Damar yaptığı konuşmada 'Erbakan Hocamızı anmak ve anlamak üzere burada toplandık. Cenab-ı Allah bu toplantımızı hayırlara vesile kılsın. Erbakan, eğer memleketimizde gerçek manasıyla anlaşılsa ve yapmak istediği her icraatı gerçekleştirebilse idi, Türkiye bugün Almanya'dan daha ileri bir ülke olurdu. Almanlar bile Erbakan Hocayı anladılar, ama biz anlayamadık'dedi.
'Erbakan Hoca, Almanya'da mühendislik stajını yaparken, tanklarda susuz çalışan motoru icat etmiştir. Almanlar, 'eğer sen bunu 2. Dünya harbinden önce yapmış olsaydın, biz harbi kazanırdık. Çünkü, tanklarımız Rusya'da dondu ve bu savaşı kaybetmemize sebep oldu' diyerek Erbakan Hoca'yı el üstünde tutmuşlar, Almanya'da kalıp çalışmalarına devam etmesi için çok ısrar etmişlerdir. Ancak, vatan ve millet aşkı her şeyin üstünde olan Hocamız, 'bu çalışmaları memleketimde yaparım ve memleketimin kalkınması için çaba sarf ederim.' diyerek teklifi kabul etmemiştir. Türkiye'de ilk yerli otomobili 'Devrim' adıyla çıkardığında, yer yerinden oynamış, dış güçler ve onların iç uzantılarının engellemesiyle bu hayırlı çalışma devam ettirilememiştir. Bugün hala bir yerli otomobilimiz yoktur. Daha sonra, Odalar Birliği başkanı olarak maddi kalkınmayı yapmak istemiş, ancak polis zoruyla bu görevinden de uzaklaştırılmıştır. Bu kadar olaya rağmen, büyük bir imana sahip olan Hocamız, hiçbir zaman yılgınlık göstermemiş mücadelesinden geri durmamıştır. Durum anlaşılmıştır ki; bu işin anahtarı siyaset makamında asılı. Bu makama gelmeden sana bir iş yaptırmazlar. İşte, o zaman Erbakan Hoca bağımsız bir hareketle meclise girmek istiyor. 1969 yılında mecliste gurup oluşturacak şekilde 11 kişiyle bu hareketi başlatıyor. Fakat tek kendisi Konya milletvekili olarak meclise girmeyi başarıyor. Tek başına mecliste mücadele etmek zor olduğu için parti kurmaya karar veriyor.1970 senesinde Milli Nizam Partisi'ni kurdu. Parti'nin merkezinde 'Lailaheillallah Muhammederresulullah' yazısını bahane ederek, bu laikliğe aykırıdır denilerek Anayasa Mahkemesi bu ilk partiyi kapattı. Daha sonra kurulan Milli Selamet Partisi, 1973 seçimlerinde 48 milletvekili ve 3 senatörle meclise girdi. 1974 yılında Ecevit'le, hapiste tutulan Risale-i Nur talebelerine af ve İmam-Hatip Okulları'nın açılması şartıyla koalisyon kurdu. Kıbrıs Barış harektı bu ortaklık döneminde Erbakan Hocanın dirayeti ve ferasetiyle kazanılmıştır. Ancak, bu millet meseleyi anlamadığı için bugün bu duruma düştü. Türkiye'de İslami hassasiyetler bitmiş, ahlaksızlık zirveye çıkmış, aile yapımız bozulmuş. Hedef Türkiye'dir. Batılılar, kendi bozulmuş yapılarını bize empoze etmek suretiyle nesli tahrip etmek istiyor. Erbakan Hocamız, bunu kavramış. Ahlak ve maneviyatı tesis için çalışırken, Siyonistler madden ve manen kalkınmış bir Türkiye istemedikleri için bu ortaklığı bozdular ve 1980 ihtilaliyle Milli Selamet Partisi'ni kapattılar. Refah Partisi ile bu kervan yürümeye devam etti.'
'Terörü destekleyen Çekiç Güç, 54. Refah-Yol hükümeti zamanında Erbakan Hoca tarafından gönderildi. IMF'den borç para almadı. Havuz sistemiyle bütün ülkenin gelirlerini bir yerde topladı. Rantçıların rantını kesti, memuruna, işçisine, emeklisine refah düzeyi sağladı. Bu, rantı elinde bulunduranların hoşuna gitmedi. Siyonistler ve onların uzantıları yoluyla Refah Partisi de kapatıldı. Bu işin sahibi Allah'tır. Biz gayret etmezsek bu memleketi batıya peşkeş çekmek isteyenler mutlaka olacaktır. Memlekette televizyon dizileriyle ahlak sıfırlaşmış, internet siteleriyle kızlar evden çıkıp gidiyor, aile tahrip olmuş. Ekonomi zaten çökmüş. 600 milyar dolar borç, yatırım ve üretim yok. Bunun için, bu hadiseleri görmeden Erbakan Hocayı anlamak mümkün değildir.Bizim bu hareketimiz cihattır. Cihat, yanlış yoldaki insanları doğru yola iletmek için yaptığımız çalışmadır. Bu meseleleri, millete anlatmak ve doğruyu göstermek zorundayız. Irak'ta 1,5 milyon Müslüman katledildi, bacıların ırzına tecavüz edildi. Aynı şeyin yarın bizim başımıza gelmeyeceğini kim garanti edebilir. Oyun aynı oyundur. Allah'ın ipine sımsıkı sarılacağımıza Amerika'nın ipine sarılırsak, bu sıkıntıların ortadan kalkması mümkün değildir. Bunun için, gecemizi gündüzümüze katarak çalışmalı ve Allah'ın emrettiği şekilde yaşamalıyız. Dünyadaki bütün ülkeler ve yönetimler Siyonistlerin kontrolündedir. Siyonistler, sadece bir lidere tesir edememişlerdir. O lider de merhum Necmettin Erbakan'dır. Erbakan Hoca, onların istedikleri gibi olsaydı, ölünceye kadar Başbakan veya Cumhurbaşkanı olurdu. Ancak, onlara rest çekti, milletine, dinine, imanına, kitabına, peygamberine sadık kaldığından dolayı bu sıkıntılara maruz kaldı, ama onlara boyun eğmedi, Allah'ın huzurunda boyun eğdi.Bizim yolumuz da bu olmalıdır. Bizim davamız, Allah'ın davasını haykırmak, gerisi Allah'a aittir. Hepimiz hesabımızı Allah'a vereceğiz. Bu davanın sahibi Allah'tır. Onun için, bu davaya sahip çıkmak ve çalışmak mecburiyetindeyiz. Milletimiz, arayış içerisindedir. Bulmak ve anlatmak ise bizim görevimizdir.Cenab-ı Hak hepinizden razı olsun. Allah gücünüzü, kuvvetinizi arttırsın. Yolumuza devam edeceğiz. Allah bizimle beraberdir. Allah'ın izni keremiyle, bugün olmazsa yarın muvaffak olacağız. Kim gelirse gelsin, Türkiye'yi kurtarması mümkün değildir. Türkiye, Milli Görüş ve Erbakan'ın istikametinde bir teşkilatla ancak kurtulabilir.