CHP'li vekiller Silivri'de
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, tutuklu milletvekillerini Silivri Cezaevi'nde ziyaret etti.
CHP heyeti, sabah erken saatlerde Silivri Cezaevi'ne geldi. Tutuklu milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile bazı tutuklu sanıkları ziyaret eden heyet, ziyaret öncesi basın mensuplarına açıklama yaptı. CHP Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, '21. yüzyıl engizisyon yargılamasına benzer süreci hep beraber ibretle izliyoruz. Uzun zamandan bu yana sanıkların feryatları dinmedi. 13 Aralık'ta esas hakkında mütalaanın verileceği konusunda kuvvetle son duruşmada ara karar verildi. 13 Aralık'ta artık hukuksuzlukta nereye varılacak, neler yapılacak kestirmek biraz güç. Bu konuda bütün Türkiye'nin, kamuoyunun dikkatini 13 Aralık'taki Silivri'deki hukuksuzluğa ve engizisyon yargılamasına çekmeyi istiyoruz. Tutuklu sanıklar ve tutuklu milletvekilleriyle görüşeceğiz. Yine 13 Aralık'ta burada esas hakkında mütalaanın okunacağı günde Silivri'deyiz. Bu hukuksuzluğa dur demek, yakından görmek, buradan dünyaya bir çığlık olması için bütün yurttaşlarımızı buraya davet ediyoruz' diye konuştu.
Bülent Tezcan, tutuklu sanıkların 13 Aralık'taki duruşmada herhangi bir protestolarının olup olmayacağı yönündeki soru üzerine de, 'Sanıkların protesto edeceğini zannetmiyorum. Herkes bu hukuksuzluğu görsün istiyoruz. Kapalı kapılar arkasında hukuksuzluğun kurumsallaştığı yargıdan kurtulmak zorundayız. Adalet ihtiyacı dünyanın en büyük ihtiyacıdır. Bugün 7 tane sanıkla ilgili izin aldık bunlar Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, İlker Başbuğ, Soner Yalçın ve Hasan Iğsız' şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun, 'Kılıçdaroğlu ve Doğu Perinçek arasında bir gerginlik yaşanmıştı, şimdi ise beraber bir protesto gerçekleştireceksiniz?' demesi üzerine de Tezcan, 'Hayır buna böyle bakmamak lazım. Yani yaşanan bir şey de yok. Bu başka bir şey. Adalet istiyoruz, adalet isteyen herkesle burada buluşuruz. Bizim zaten öyle bir hesaplaşmamız da yok. Siyaset sürecinde bazı şeyler söylenir, o ayrı ama adalet isteyen kim varsa siyasal düşüncesine bakmaksızın, çok farklı yerlerde de olsak adalet adına aynı yerde buluşmayı bilmek zorundayız. Çünkü adaletsizlik bir kere kurumsallaşmaya başlarsa artık o ülkede hiç kimsenin güvencesi yok demektir' dedi.