Ağabeyinin karaciğeriyle hayata tutundu, o anları gözyaşlarıyla anlattı
Doğuştan böbrek ve karaciğer rahatsızlığı olan 42 yaşındaki 6 çocuk annesi Aslıhan Gençalp, ağabeyinden alınan karaciğerle yaşama tutundu. O anları gözyaşlarıyla anlatan Gençalp, 'Ben bazı şeylerden vazgeçmiştim, şu an yaşamıyor olabilirdim, ağabeyim 'gerekirse canımı veririm' dedi. Ben de olsam tabi ki aynı şeyi yapardım, 6 çocuğum annesiz kalmadı' derken ağabeyi Cem Gençalp, 'Karaciğerimin yüzde 65'ini verdim, bir daha yapılması gerekiyorsa yine yaparım' dedi.
Doğuştan böbrek ve karaciğer rahatsızlığı olan 42 yaşındaki 6 çocuk annesi Aslıhan Gençalp, ağabeyinden alınan karaciğerle yaşama tutundu. O anları gözyaşlarıyla anlatan Gençalp, “Ben bazı şeylerden vazgeçmiştim, şu an yaşamıyor olabilirdim, ağabeyim ‘gerekirse canımı veririm’ dedi. Ben de olsam tabi ki aynı şeyi yapardım, 6 çocuğum annesiz kalmadı” derken ağabeyi Cem Gençalp, “Karaciğerimin yüzde 65’ini verdim, bir daha yapılması gerekiyorsa yine yaparım” dedi.
Avcılar’da yaşayan 42 yaşındaki 6 çocuk annesi Aslıhan Gençalp, yıllar önce hissettiği halsizlik, ağrı gibi şikayetler sonrası doktora gitti. Edinilen bilgiye göre doğuştan polikistik böbrek ve karaciğer rahatsızlığı olduğu belirlenen Gençalp, çeşitli tedaviler görürken zaman içerisinde karaciğer nakli gerekliliği ifade edildi. Öğrendiğinde büyük üzüntü yaşayan 6 çocuk annesi Gençalp, durumu ailesiyle paylaştı. 3 kardeşin en küçüğü olan kız kardeşinin durumunu öğrenen, ağabeyi Cem Gençalp ise donör olmak için gönüllü oldu. Ağabeyin kardeşine verici olup olamayacağını öğrenmek amacıyla tetkikler yapıldı. Sonuçların uyumlu gelmesiyle büyük mutluluk yaşayan aile, Medicana International İstanbul Hastanesi’nde ameliyat işlemlerine başladı. 23 Kasım’da Organ Nakli(pankreas-karaciğer-böbrek)nden Sorumlu Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sabri Tekin ve ekibi kardeşler arasındaki nakli başarıyla gerçekleşti. 1 gün yoğun bakımda kalan kardeşler, sağlıkla taburcu edildi. Prof. Dr. Sabri Tekin, ağabeyinin karaciğerinin yüzde 65’inin kız kardeşine nakledildiğini ifade ederek hastalık sürecine ilişkin bilgi verdi. Prof. Dr. Tekin, organ bağışının önemine dikkat çekerken Aslıhan Gençalp ağabeyinin karaciğerinin kendisine nakledildiğini anlatırken gözyaşlarına boğuldu.
“Kendi karaciğerini tamamen çıkarttık, ağabeyinin karaciğerinin yüzde 65’ini naklettik"
Ağabeyin karaciğerinin büyük bölümünün alınarak kız kardeşine nakledildiğini ifade eden Organ Naklinden Sorumlu Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sabri Tekin, “Hastalar, genel durum bozukluğu, halsizlik, güçsüzlük bazen kilo kaybı bazı hastalar sarılık ya da zaman içerisinde karında su birikmesine bağlı olarak karında şişlik şikayetiyle genelde başvururlar. Karaciğer yetmezliği olduğu zaman bütün organlar etkileniyor. Hastamızın doğuştan var olan bir rahatsızlığı var; polikistik böbrek ve karaciğer rahatsızlığı diye tanımladığımız bir rahatsızlık. Buna bağlı olarak bazı hastalarda böbrek yetmezliği bazı hastalarda da karaciğer yetmezliği bazılarında da her iki organ yetmezliği de gelişebiliyor. Bu hastamızda da buna bağlı olarak bir karaciğer yetmezliği durumu vardı. Karaciğer nakli yapılmak üzere bize başvurdu biz de hastamızı tetkik ettik, değerlendirdik ve karaciğer nakli kararı verdik. Organ nakillerinde en büyük sorun; donör maalesef çoğunlukla biz donör bulamadığımız için hastaları kaybediyoruz. Bizim ülkemizin en büyük sorunlarından biri bu; çok fazla kadavra organ bağışı olmadığı için biz daha çok canlı vericilerden nakil yapıyoruz. Bu hastamızın da ağabeyi donör olmak istedi. Tabi herkes de donör olamıyor, mutlaka belirli kriterleri karşılaması gerekiyor. Karaciğerinin yeterli büyüklükte olması gerekiyor. Anatomik yapısının buna uygun olması aynı zamanda bu ameliyatın vericiye herhangi bir zararının olmaması gerekiyor. Bu hastamızın vericisinde bu testleri yaptık ve donör olabileceğine karar verdik. Ameliyatta hastamızın ağabeyinin karaciğerinin yüzde 65’ini çıkarıp naklettik. Hastamızın kendi karaciğerini tamamen çıkarttık, ameliyattan sonraki süreçte 1 gün yoğun bakımda kaldılar. Daha sonra servise alıp takiplerini yaptık, her şey yolunda gitti. Donör olmak kolay bir karar değil, biz her zaman donör adaylarına kahraman gözüyle bakarız. Çok büyük bir fedakarlık gerektiriyor şüphesiz, büyük bir ameliyat riskini göze alıyorlar. Kardeş olmaları tabi ki bu ameliyatlarda organ uyumu açısından bir avantaj da sağlıyor. Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz; organlar toprak olmasın insanlara can olsun” dedi.
“Ben de olsam tabi ki aynı şeyi yapardım”
Ağabeyinin tedavisinin her aşamasında yanında olmasının yanı sıra karaciğerini de vermesinin kendisini çok duygulandırdığını gözyaşları içinde anlatan 42 yaşındaki 6 çocuk annesi Aslıhan Gençalp, “Bu hastalığın doğuştan olduğunu, ameliyattan belli bir zaman sonra da tekrarlayacağını söylemişlerdi. Kurullara sunuldu, onay verildi. Sonra bu süreçte en başından beri yanımda olan insan ağabeyim, ben bazı şeylerden vazgeçmiştim açıkçası ben bir baktıysam, ağabeyim on araştırdı. Ağabeyimi aradım böyle diyorlar dedim, ‘tamam kızım ben buradayım, gerekirse canımı veririm’ dedi. O gün zaten o lafı söyledi, verdi de zaten. Bırakmadı buraya gelirken de öyle, beraber geldik hocamızın karşısına geçtiğimiz zaman donör diye bir şey sorma durumu bırakılmadı. Ağabeyim ‘Ben gönüllüyüm hemen ne yapılması gerekiyorsa yapılsın’ dedi onlar da tamam dediler. Bu tür hastalıklarda aile zaten çok çok önemli ama insanın ağabeyinin, canının hiçbir şey söylemeye fırsat bırakmadan böyle bir şey söylemesi çok çok büyük bir şey. Ben de olsam tabi ki aynı şeyi yapardım onun için, kimse korkmasın. Ben ameliyat olmasaydım, ağabeyim uysaydı veya uymasaydı, vermeseydi ben şu an yaşamıyor olabilirdim de. Biz çok güzel bir şekilde atlattık. Allah ağabeyimden bin kere razı olsun, 6 tane çocuğum annesiz kalmadılar” şeklinde konuştu.
“Bir daha yapılması gerekiyorsa yine yaparım”
Kız kardeşinin durumunu öğrendikten sonra hemen donör olmak istediğini aktaran Esenyurt’ta yaşayan 49 yaşındaki ağabey Cem Gençalp, “Doktorlarla görüşürken nakille ilgili sürenin daraldığını söylediler. Can bizim canımız ,burada en önemli olan şey; itikatlı olmak. Allah’u Teala’nın biçtiği ömür kadar biz yaşarız. İlk önce bunu kabullenmek lazım. Öbür taraftan canın, kardeşin geride bırakacağı, başına kötü bir şey gelse onun evlatlarının, yeğenlerimin evlattan hiçbir farkı yok. Kafada o şekilde değerlendirince benim karar vermem 1 dakika sürdü. Biz hiçbir şey yapmadık, birbirimize bir şey bağışlamadık bizim bir Yaradanımız var. Bugün tersi olsa ne olurdu, inanın burada kardeşim oturuyor olurdu, deminki konuşmayı da ben yapıyor olurdum. Biz de bir değişiklik olmazdı. Annemiz babamız uzun süre önce rahmetli oldu, 3 kardeş sırt sırta verdik, bir hayat mücadelesi veriyoruz. Bugün diğer ağabeyimin de belki farklı bir şeyi çıkabilir. İnşallah ki olmasın kimse hasta olmasın diyeceğim ama mümkün değil. Ona da yapılması gereken ne varsa bir daha yapılması gerekiyorsa yine yaparım yani hiç sorun değil. Ben karaciğerimin yüzde 65’ini verdim, eve gidiyorum. 1 ay sonra da normal işime hayatıma döneceğim, insanlar hiç endişe duymasın” ifadelerini kullandı.