Afetlere karşı sağlam duruş ekonomiyi yukarı çekiyor
AFETLERE KARŞI HAZIRLIKLI OLMAK EKONOMİYİ YUKARI ÇEKİYOR
Doğal afetler can kaybının yanında ekonomik olarak da ülkelere zarar verebiliyor. Afet bölgesinde ekonomik aktivitelerin durması, oluşan fiyat artışları enflasyon ve faize kadar etki edebiliyor. Uzmanlar bu noktada afetlere karşı güçlü ve sistematik reaksiyon gösteren ülkelerin finansal çevrelere güven verdiğini ve yatırım çekebileceklerini düşünüyor.
Bir doğal afet de can ve mal kaybının dışında bölgenin ekonomisini de olumsuz yönde etkilenebiliyor. Ekonomist Dr. Rahmi İncekara, yaşanacak bir doğal afetin bölgede oluşturabilecek durumları değerlendirdi. Dr. İncekara, doğal afetlerin bölge açısından olumsuz durumlar oluşturabileceğinin altını çizerek, ülkedeki pek çok hizmetin aksaması açısından problem teşkil ettiğini kaydetti.
"Doğal afetler, bölgenin özellikle ekonomik aktiviteden uzaklaşmasına etki edebiliyor"
Doğal afetlerin en önemli yönünün ülke bazında dünya genelini ilgilendirecek düzeyde olumsuz sonuçlar doğurması olduğunu belirten Dr. İncekara, “Ortaya çıkan doğal afetler can ve mal kayıplarına neden olabilir. Ülkeler açısından negatif durumlar oluşturabilir. İnsanların önlemeye yönelik hamleleriyle direkt olarak ilişkili bir durumdur. Doğal afetlerin ekonomik anlamda etkileri büyüktür. Özellikle doğal afet yaşayan ülkelerin bu afetlerden dolayı ekonomisinin zarar gördüğünü söylemek gerekiyor. Bu noktada bakıldığı zaman birçok unsuru doğrudan ve dolaylı yoldan etkileyebilecek olan maliyetler, doğal afetlerde ön plana çıkmaktadır. Doğal afetler, bölgenin özellikle ekonomik aktiviteden uzaklaşmasına etki edebiliyor. Hem sermaye stoklarının azalması hem servetin azalması, başta eğitim ve sağlık olmak üzere pek çok hizmetin aksaması ülke ekonomileri açısından problem teşkil ediyor” diye konuştu.
Dr. İncekara, doğal afet yaşanan bölgede ihtiyacın karşılanmasından dolayı kamu bütçesinde maliyet oluştuğunun altınızı çizerek, “Bölgenin ekonomik aktiviteden uzaklaşması sebebiyle, vergi gelirlerinde azalma söz konusu oluyor. Afet sonucunda piyasaların etkilenmesi genel olarak negatif oluyor. Belirsizliklerin fiyatlanması anlamlı düşüşlere yol açıyor. Bölgede faaliyet gösteren şirketlerin değerli kağıtlarında düşüşler söz konusu oluyor. Dış ticaret açısından da problem oluşuyor. Bölgede faaliyet gösteren ihracatçıların mağdur olması demek aynı zamanda faaliyetlerine sekte vereceğini gösteriyor. İhracatta yaşanacak böyle bir durum, hem ithalatı artıracak hem de firmaların ihracatlarının düşmesiyle döviz akışı sınırlanacak. Ödemeler dengesi konusunda problemler söz konusu olacak. Aktivitelerin durması, fiyatlar üzerinde etkili oluyor. Afet yaşanan bölgede fiyatların yükseldiğini görüyoruz. Artışlar enflasyonu da etkiliyor. Temel gıda ve zorunlu ihtiyaçları karşılayabilecek maddelerin fiyatlarının aşırı derecede pahalılaştığına dair uygulamalarda söz konusu olabiliyor. Bu durum özellikle enflasyonun üzerinde baskı oluşturuyor. Enflasyon üzerindeki artış da Merkez Bankası’nda faizlerde bir artışa sebebiyet veriyor. Bu da ülkeye gelebilecek yatırımların düşmesine sebep oluyor. Doğal afetler ülkelerin ekonomik büyümesine negatif etki veriyor. Doğal afetlerden kuvvetli çıkan ülkeler olabiliyor” ifadelerini kullandı.
"Afetten sonra şehrin yeniden imarına yönelik yatırımlar hareketlilik kazandırabiliyor"
Doğal afet yaşayan bir bölgenin yeniden toparlanması konusuna değinen İstanbul Kent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İncekara, “Başta kentsel dönüşümler olmak üzere şehrin yeniden imarı, bu noktada yatırımlarla beraber bölge daha çok istihdama kavuşabiliyor. Doğal afet yaşanmadan önce hantal bir yapıya sahip olan bölge, afetten sonra yapılacak olan yatırımlardaki artış nedeniyle daha fazla hareketlilik kazanabilir. Başta ihracat olmak üzere bölgenin ekonomik aktivitesinin daha fazla artırılması söz konusu olabilir” şeklinde konuştu.
"Gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlarının daha bilinçli hale getirilmesi gerekiyor"
Dr. İncekara, gelişmekte olan ülkelerin özellikle doğal afet konusunda daha fazla bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Gelişmiş olan ülkelerin doğal afet konusunda şanslı olduklarını söyleyebiliriz. Gelişmiş ülkelerde her yıl doğal afetler söz konusu olabiliyor. Gelişmiş ülkelerin sermaye yapısındaki kuvvetlilik ve doğal afetlere müdahale noktasındaki avantajı, bu ülkelerdeki doğal afetlerin kısa sürede bertaraf edilmesini sağlıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin vatandaşlarının daha bilinçli hale getirilmesi gerekiyor. Doğal afetler beklenmedik bir zamanda ortaya çıktığı gibi, önlem anladığımız zamanda ortaya çıkabiliyor. Yaşanacak bir doğal afetin faturası bütçe açığı, vergi gelirlerinin düşmesi, ekonomik daralmanın büyümesi noktasında ve enflasyon ile faiz sarmalına tekrar girmesi açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor” açıklamalarında bulundu.